Evet sevgili antioksidan,
En çok ama en çok ikinci fotoğrafı sevdim. Bana bir şirimi hatırlattı bu fotoğrafın;
Gök gri,
Deniz gri,
İçimde;
Yağmayan yamurların serinliği.....
Öylesine güzel çekmişsin ki bu fotoğrafı bana soracak olursan, fotoğraf diline yerleştirdiğin yeni kelimeye çok uygun bir fotoğraf bu. Evet işte gerçek bir fotoğraf daha....Denize yansıyan ışığı harika yakalamışsın.
Umut veriyor bu denize yansıyan ışık.....
İnsanda bir çok düşünceyi çağrıştırıyorsun bir kare de....İnsana hizmet bu bir şekilde. Anlatmak yada yakalamak istediğin kare belkide çok farklı bir şey ama binbir düşünce ve duyguyu yansıtabilecek bir renk oluşturmuşsun.
Bu yüzden her insan çok farklı bir şekilde algılayacaktır bu fotoğrafı, onları alıp bir başka diyara sürükleyecektir. İşte insana hizmet budur. Anlatabiliyormuyum?
İstanbul güzel, İstanbul efsunlu bir kent, İstanbul her dem insana hayat veren harika bir kadın.... Bu yüzden İstanbul la ilgili çektiğin her kare kesinlikle beğeni kazanacaktır. Beğenmeyeni vururummmmmm
Yeni sanatçılarımız sanatın her alanında üç boyutluluğu savunuyor genelde. Tuale yansıyan bir kadın, bir çocuk, vs. nasıl resimde bir sanata dönüşüyorsa, doğadaki herşey bir sanat eseridir diyorlar.
Öylesine uçuyorlar ki bu sebeple ortaya koydukları bir pisuar sanat tır diye idda edebiliyorlar. Cevapları da hazır;
Bunu resim olarak yapsaydım sanat olacaktı değil mi?
İşte bu yüzden İstanbul her haliyle bir sanat. Güzelliğiyle, çirkinliğiyle, adaletiyle, adaletsizliğiyle....
Ama ben bu istanbul fotoğraflarında Çengelköydeki ağacın dallarına asılı kaldım.Burda da gün batımı özel renkleriyle dünyayı bir kez daha güzelleştirmiş ve sadeleştirmiş.Bir kaç renkle sınırlıymış gibi dünyamıza gizemliliği koyuvermişsin.
Ya çok güzel.... Geç oldu yarın erken kalkacağım. Gün batımının sadeliğiyle şimdilik bırakayım.
Teşekkürler.