AYRIMCILIK ÜZERİNE
Babür Akdağ
Aylar önce forumlardaki bir yazımda; " 'Ayrımcılık' gibi yere, zamana, kişiye göre değişen ve içinin doldurulması için epeyce uğraşılması gereken, henüz çok 'boş' bir kavram …" demiştim.
Türk Dil Kurumu da aynı görüşte olmalı ki, net bir tanım vermemiş, konuyu geçiştirmiş.. Ancak, pozitif ayrımcılık kavramına olabildiğince açık bir tanım getirmiş:
Biz de buradan tersine doğru yola çıkarsak, ayrımcılığın tanımına varabiliriz, diye düşünüyorum. Ama her şeyden önce şunu belirtelim: "Pozitifi varsa negatifi de vardır" diye akla gelebilir. Hayır, negatif ayrımcılık diye bir şey yoktur! Ayrımcılığın kendisi negatiftir çünkü.
Yukarıdaki tanımı önce dörde ayırıp sonra ikişer ikişer birleştirirsek sanırım amacımıza ulaşabiliriz:
Toplumdaki diğer kişiler: Karşılaştırma yapılan konuda toplumun çoğunluğunu ya da ortalamasını oluşturan bireyler.. Engelli-engelsiz ayrımında engelsizler.
eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplar: Yukarıdaki ayrımda engelliler.
çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak: İşe alımlardaki %3 kontenjanından tutun, malulen ya da erken emekliliğe kadar, toplu ulaşımda engelliye yapılan özel indirimden tutun, engellilerle ilgili tüm yasa, tüzük ve yönetmeliklerin her maddesi bu ayrıcalıkların belgelenmiş hâlidir.
onları destekleme.: Yarışa başlarken - (eksi)de olanları, 0 (sıfır) noktasına getirme çabaları..
Gelelim ikişer ikişer birleştirme olayına:
Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplar "AYRIMCILIK"ın, çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme "POZİTİF AYRIMCILIK"ın net ifadesidir. Elbette bu tanıma çeşitli eklentiler yapılabilir, "düşünülen belli gruplar"ın ve "çeşitli ayrıcalıklar"ın "kimler" ve "neler" oldukları sıralanabilir. Fakat onlar ikincil ayrıntıdan ibarettir..
Burada önemli olan; bu işi (pozitif ayrımcılığı) kimin yapacağıdır. Doğal olarak, zayıfın şişmanı desteklemesi düşünülemez! Şişmanın zayıfı desteklemesi ise kişilerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar hassas bir konudur. İşte burada devlet/kamu yönetimi devreye girer. Desteklemenin hakkaniyete uygun/adil yapılabilmesi ancak bu sayede gerçekleşir.
Devleti/kamu yönetimini oluşturan organlar/kişiler ne kadar çağdaş dünyaya, akla ve mantığa + bilime uygun davranmayı becerebilirlerse; "pozitif ayrımcılık" o kadar başarılı olur! Ama her ikisi de hayatın gerçekliğidir. İkisinin de olmadığı bir dünya düşlersek, başka bir dünya aramalıyız.
Şubat 2007
Babür Akdağ
Aylar önce forumlardaki bir yazımda; " 'Ayrımcılık' gibi yere, zamana, kişiye göre değişen ve içinin doldurulması için epeyce uğraşılması gereken, henüz çok 'boş' bir kavram …" demiştim.
Türk Dil Kurumu da aynı görüşte olmalı ki, net bir tanım vermemiş, konuyu geçiştirmiş.. Ancak, pozitif ayrımcılık kavramına olabildiğince açık bir tanım getirmiş:
Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme.
Biz de buradan tersine doğru yola çıkarsak, ayrımcılığın tanımına varabiliriz, diye düşünüyorum. Ama her şeyden önce şunu belirtelim: "Pozitifi varsa negatifi de vardır" diye akla gelebilir. Hayır, negatif ayrımcılık diye bir şey yoktur! Ayrımcılığın kendisi negatiftir çünkü.
Yukarıdaki tanımı önce dörde ayırıp sonra ikişer ikişer birleştirirsek sanırım amacımıza ulaşabiliriz:
Toplumdaki diğer kişiler: Karşılaştırma yapılan konuda toplumun çoğunluğunu ya da ortalamasını oluşturan bireyler.. Engelli-engelsiz ayrımında engelsizler.
eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplar: Yukarıdaki ayrımda engelliler.
çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak: İşe alımlardaki %3 kontenjanından tutun, malulen ya da erken emekliliğe kadar, toplu ulaşımda engelliye yapılan özel indirimden tutun, engellilerle ilgili tüm yasa, tüzük ve yönetmeliklerin her maddesi bu ayrıcalıkların belgelenmiş hâlidir.
onları destekleme.: Yarışa başlarken - (eksi)de olanları, 0 (sıfır) noktasına getirme çabaları..
Gelelim ikişer ikişer birleştirme olayına:
Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplar "AYRIMCILIK"ın, çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme "POZİTİF AYRIMCILIK"ın net ifadesidir. Elbette bu tanıma çeşitli eklentiler yapılabilir, "düşünülen belli gruplar"ın ve "çeşitli ayrıcalıklar"ın "kimler" ve "neler" oldukları sıralanabilir. Fakat onlar ikincil ayrıntıdan ibarettir..
Burada önemli olan; bu işi (pozitif ayrımcılığı) kimin yapacağıdır. Doğal olarak, zayıfın şişmanı desteklemesi düşünülemez! Şişmanın zayıfı desteklemesi ise kişilerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar hassas bir konudur. İşte burada devlet/kamu yönetimi devreye girer. Desteklemenin hakkaniyete uygun/adil yapılabilmesi ancak bu sayede gerçekleşir.
Devleti/kamu yönetimini oluşturan organlar/kişiler ne kadar çağdaş dünyaya, akla ve mantığa + bilime uygun davranmayı becerebilirlerse; "pozitif ayrımcılık" o kadar başarılı olur! Ama her ikisi de hayatın gerçekliğidir. İkisinin de olmadığı bir dünya düşlersek, başka bir dünya aramalıyız.
Şubat 2007