Başkalarının dertlerine bağımlı olmak..
Dert kendimizin olmayacak ama.. O zaman karışılmasından ve karışandan hemen sıkılır hatta belli süre sonra nefret ederiz.. Fakat başkalarının dertleriyle/sorunlarıyla uğraşmak/yardım etmek çok büyük zevk verir bize.. Hemen akıllar vermeye başlar, ona yeni düşünme biçimleri anlatmaya çabalarız.. O kişinin sorunuyla yatar kalkarız.. Her an bu karşıdakinin sorununu düşünürken buluruz kendimizi.. Yeter ki beklentisi bizden olmasın..
Bu devirde dert sahibi olmak kadar- ama başkasının olursa- lüks bir şey yoktur.. Bu kişi kardeş olur, ana baba olur, arkadaş, eş dost olabilir.. Sorunun büyüğü aha makbuldür.. Karmaşık olması daha bir çekici kılar işi.. Alınır bütün sorulara cevaplar önce kendi kafasında insanın.. Sonacıma başlanır sorun sahibine hafiften anlatılmaya.. Bakılır istendiği değil işler sorun sahibinin tüm çevresine ulaşılır ve o muazzam düşüncelerimiz aktarılır.. Sorun sahibi kuşatılır.. Bu olayla olaya doğrudan dahil olunur.. Gerisi çorap söküğüdür artık, o olaydan kendinizi isteseniz de çıkaramazsınız..
Niye bağımlıyız başkasının sorunlarına(!)? Kendimizden kaçmanın en iyi yolu başkasının sorunlarıyla bütünleşmektir de ondan.. Çözüm mü? Kendisi batmış adam ben ne yapayımdır..
Ben ona o kadar söylemiştim kardeşimmmmmdir..
Müthiş güzeldir başkalarının sorunlarına düşünsel katılım.. En lüks yenilen yemekten daha lezzetlidir.. Üstelik bedavadır..
Dert kendimizin olmayacak ama.. O zaman karışılmasından ve karışandan hemen sıkılır hatta belli süre sonra nefret ederiz.. Fakat başkalarının dertleriyle/sorunlarıyla uğraşmak/yardım etmek çok büyük zevk verir bize.. Hemen akıllar vermeye başlar, ona yeni düşünme biçimleri anlatmaya çabalarız.. O kişinin sorunuyla yatar kalkarız.. Her an bu karşıdakinin sorununu düşünürken buluruz kendimizi.. Yeter ki beklentisi bizden olmasın..
Bu devirde dert sahibi olmak kadar- ama başkasının olursa- lüks bir şey yoktur.. Bu kişi kardeş olur, ana baba olur, arkadaş, eş dost olabilir.. Sorunun büyüğü aha makbuldür.. Karmaşık olması daha bir çekici kılar işi.. Alınır bütün sorulara cevaplar önce kendi kafasında insanın.. Sonacıma başlanır sorun sahibine hafiften anlatılmaya.. Bakılır istendiği değil işler sorun sahibinin tüm çevresine ulaşılır ve o muazzam düşüncelerimiz aktarılır.. Sorun sahibi kuşatılır.. Bu olayla olaya doğrudan dahil olunur.. Gerisi çorap söküğüdür artık, o olaydan kendinizi isteseniz de çıkaramazsınız..
Niye bağımlıyız başkasının sorunlarına(!)? Kendimizden kaçmanın en iyi yolu başkasının sorunlarıyla bütünleşmektir de ondan.. Çözüm mü? Kendisi batmış adam ben ne yapayımdır..
Ben ona o kadar söylemiştim kardeşimmmmmdir..
Müthiş güzeldir başkalarının sorunlarına düşünsel katılım.. En lüks yenilen yemekten daha lezzetlidir.. Üstelik bedavadır..