Aslında gerçekten hatırlamak istemediğim bir andı. ama benimle benzer olayları yaşayan siz değerli kardeşlerimin yazılarını okudukça inanın içimden bir şeyler kopuyor. ben de tüm cesaretimi toplayıp o a’nımı sizlerle paylaşmak istedim.
Tarih 14.10.2006;24. 08 vardiyası, son nöbetim. ramazanın 20. günü. akşama iftara çağırdık akrabaları.. kamu hizmeti yapan özel sektörde işini gerçekten hakkını vererek yapmaya çalışan, sorumlu bir elektrik teknisyeni…
Özel sektörün kamu karşısındaki çaresizliğiyle sırf ekip boş kalmasın diye gündüzden bırakılan bir sürü programlı çalışma. ve verdiğimiz mola sadece sahur yemeği. gecenin ve hummalı çalışmanın etkisiyle yorgunluk gözlerime vuruyor. ama iş beklemez.. sabah 05;30'da yağmur başlıyor. ama iş beklemez… Toplam 5 kişiyiz, ama ben yalnızım. arkadaşları çalışma noktasında bırakıyorum. hazırlık yapsınlar diye..
ve ben olacaklara adım adım gider gibi, hattın enerjisini kesiyorum. hata olmasın diye dönüp (ilahi bir körlükle) kontrol ediyorum. o kadar eminim ki çalışmamdan… arkadaşların yanına gidiyorum. o da ne? hiçbir hazırlık yok, sohbet ediliyor kahvede oturur gibi. kızıyorum. bir arkadaşı yanıma alıp hidrolik araçla yükselmeye başlıyorum. acı sona doğru. sonrası yok…
Gözümü açıyorum; ambulanstayım arkadaşımla birlikte. hastane kapısı. eşimi getirmişler. zavallı kendini parçalıyor. ortalığı yıkıyor feryadıyla.. ben iyiyim diyorum. kendimi kandırarak.
uzatmıyım; ankara'ya sevk ediliyoruz. kafamı toparladığımda arkadaşları arıyorum telefonla. bize ne oldu diye.. başka hattı kesmişsin diyorlar,(kontrol imkanı bulamadanda yüksek gerilime çarpılmışız) neyse tedavi başlıyor. bir dizi ameliyat. doktor geliyor vizite.
Senin bu kol gitmiş diyor. adam olmaz diyor. 2 şık veriyor bana; 1 diyor bu kolu keseriz, 20 günde taburcu ederiz. 2 diyor (uzun bir ameliyat ve 1 yıllık tedaviyle) bacaklarından doku nakliyle kurtarırız (%10 ihtimalle) ama et gibi yanında gezdirirsin ve ömür boyu kollamaya çalışırsın.
Olmaz diyorum. kestirmem kolumu. allah almamış onu diyorum ben. size nasıl veririm. et olsun, benim olsun.
Tamam her şeye hazır ol diyor. operasyon yapılıyor ve Allah'a hamdolsun dokular kaynıyor ve kolum yerinde kalıyor. peki ayaklarım diyorum ben. tabanlarının yarısı yok? bununla yaşamaya alışacaksın diyorlar
Kısacası bir anlık hata yüzünden sağ kolumu ve ayak tabanlarımı kaybediyorum. ve yeni hayatıma başlıyorum.
arkadaşım ucuz atlattı. şimdi aynı şirkette geri hizmette özürlü kapsamında çalışıyoruz. allaha hamdolsun işimizin ve ailemizin başındayız çok şükür.
benim ömür boyu çekeceğim ızdırap sakatlığım değil; kazayı ucuz atlatan arkadaşıma çektirdiğim acıların sorumluluğu olacak.
başınızı ağrıttım özür dilerim. sadece paylaşmak istedim. dinlediğiniz için teşekkürler.
Tarih 14.10.2006;24. 08 vardiyası, son nöbetim. ramazanın 20. günü. akşama iftara çağırdık akrabaları.. kamu hizmeti yapan özel sektörde işini gerçekten hakkını vererek yapmaya çalışan, sorumlu bir elektrik teknisyeni…
Özel sektörün kamu karşısındaki çaresizliğiyle sırf ekip boş kalmasın diye gündüzden bırakılan bir sürü programlı çalışma. ve verdiğimiz mola sadece sahur yemeği. gecenin ve hummalı çalışmanın etkisiyle yorgunluk gözlerime vuruyor. ama iş beklemez.. sabah 05;30'da yağmur başlıyor. ama iş beklemez… Toplam 5 kişiyiz, ama ben yalnızım. arkadaşları çalışma noktasında bırakıyorum. hazırlık yapsınlar diye..
ve ben olacaklara adım adım gider gibi, hattın enerjisini kesiyorum. hata olmasın diye dönüp (ilahi bir körlükle) kontrol ediyorum. o kadar eminim ki çalışmamdan… arkadaşların yanına gidiyorum. o da ne? hiçbir hazırlık yok, sohbet ediliyor kahvede oturur gibi. kızıyorum. bir arkadaşı yanıma alıp hidrolik araçla yükselmeye başlıyorum. acı sona doğru. sonrası yok…
Gözümü açıyorum; ambulanstayım arkadaşımla birlikte. hastane kapısı. eşimi getirmişler. zavallı kendini parçalıyor. ortalığı yıkıyor feryadıyla.. ben iyiyim diyorum. kendimi kandırarak.
uzatmıyım; ankara'ya sevk ediliyoruz. kafamı toparladığımda arkadaşları arıyorum telefonla. bize ne oldu diye.. başka hattı kesmişsin diyorlar,(kontrol imkanı bulamadanda yüksek gerilime çarpılmışız) neyse tedavi başlıyor. bir dizi ameliyat. doktor geliyor vizite.
Senin bu kol gitmiş diyor. adam olmaz diyor. 2 şık veriyor bana; 1 diyor bu kolu keseriz, 20 günde taburcu ederiz. 2 diyor (uzun bir ameliyat ve 1 yıllık tedaviyle) bacaklarından doku nakliyle kurtarırız (%10 ihtimalle) ama et gibi yanında gezdirirsin ve ömür boyu kollamaya çalışırsın.
Olmaz diyorum. kestirmem kolumu. allah almamış onu diyorum ben. size nasıl veririm. et olsun, benim olsun.
Tamam her şeye hazır ol diyor. operasyon yapılıyor ve Allah'a hamdolsun dokular kaynıyor ve kolum yerinde kalıyor. peki ayaklarım diyorum ben. tabanlarının yarısı yok? bununla yaşamaya alışacaksın diyorlar
Kısacası bir anlık hata yüzünden sağ kolumu ve ayak tabanlarımı kaybediyorum. ve yeni hayatıma başlıyorum.
arkadaşım ucuz atlattı. şimdi aynı şirkette geri hizmette özürlü kapsamında çalışıyoruz. allaha hamdolsun işimizin ve ailemizin başındayız çok şükür.
benim ömür boyu çekeceğim ızdırap sakatlığım değil; kazayı ucuz atlatan arkadaşıma çektirdiğim acıların sorumluluğu olacak.
başınızı ağrıttım özür dilerim. sadece paylaşmak istedim. dinlediğiniz için teşekkürler.