Bizim mahallede engelli
Hiçbir mahalleden farlı değildir bizim mahallede, aynı toplum, aynı insanlar, aynı düşünce yapısı… Oysa bizim mahalleydi biz vardık orada bizim yaşadığımız yerdi. Her sokağında bir anı, her toprağında bir adım, her bir yanında bir özlemin yaşandığı, hayatla tanışarak insanların gerçek yüzünü ilk olarak gördüğün hayata ilk adımları attığımız şirin ve güzeldi mahallemiz.
İlk kez bizim mahallede başladı. Ailende hissettirilmediğin engelinin acısının yüzüne vurulması, el bebek gül bebek büyütülen evimizden, ilk olarak sokağa çıkarak oyun oynamak için gittiğin akranlarının yanında ezilmişliğin ilk şamarıydı engelli olmak. Onlar için önemi yoktu çünkü seninle eğlenerek onlar çok mutluydu. Oysa biriyle dalga geçmek, alay etmek mi mutluluktu?
Akşam eve geldiğinde kimseye anlatmadığın ezilmişliğin, alay edilerek yıkılmışlığın faturasını sadece kendine kestiğin, kimseyle görüşmek istemeyerek bir köşede kıvrılmanın acısını yaşamak, insanlara karşı içindeki hırsı aşamamak ne kadar zordu.
Ertesi sabah çıkarsın hani çocuksun ya her şeyi unutmuşsun. Sanıyorsun ki her şey değişecek, bir umutla, bir sevinçle atarsın kendini sokağa, oyun oynamak hevesiyle çıktığın sokaktaki alaycı sözler kulaklarında çınladığı zaman, o hezimeti kaldıramazsın. Artık insanlara olan güvenin sarsılmaya başlar. İşte o sarsılan güvenin, o ezilmişliğin faturasının kesildiği kişi yine kendin olursun.
Oysa bizim mahalleydi burası, bizim hayatımızda ilkleri yaşadığımız, umutlarla koştuğumuz, sevgiyle kaynaştığımız, güzellikleri yaşadığımız bizim mahalleydi. Herkesten farklı olan tek şey engelli olmaktı. Engelimizle yaşamaktı…
Bir gün sorarsın kendi kendine o çocukça soruları yine… Ben neden böyleyim diye… O ezilmişliğin içinde zaten anlatmazsın, çocukça sorduğun soruları, çocukça benliğine. Düşünürsün ararsın bir çıkar yol kendine, her sokağa çıkışta ezilmişliği yavaş yavaş sindirirsin içine… Artık anlarsın hayatta mücadele etmenin gerekliliğini o yaşta anlarsın engelli olarak yaşamın çilesini, dökemesen de hiç kimseye içini, yaşayarak öğrenirsin hem hayatı hem de kendini…
Küçücük yüreklerde engelli yaşamak o kadar zordu ki; hem çocuk olmak hem engelli olmak, bizim mahallede de olsa zordur engelli olarak yaşamak…
Hiçbir mahalleden farlı değildir bizim mahallede, aynı toplum, aynı insanlar, aynı düşünce yapısı… Oysa bizim mahalleydi biz vardık orada bizim yaşadığımız yerdi. Her sokağında bir anı, her toprağında bir adım, her bir yanında bir özlemin yaşandığı, hayatla tanışarak insanların gerçek yüzünü ilk olarak gördüğün hayata ilk adımları attığımız şirin ve güzeldi mahallemiz.
İlk kez bizim mahallede başladı. Ailende hissettirilmediğin engelinin acısının yüzüne vurulması, el bebek gül bebek büyütülen evimizden, ilk olarak sokağa çıkarak oyun oynamak için gittiğin akranlarının yanında ezilmişliğin ilk şamarıydı engelli olmak. Onlar için önemi yoktu çünkü seninle eğlenerek onlar çok mutluydu. Oysa biriyle dalga geçmek, alay etmek mi mutluluktu?
Akşam eve geldiğinde kimseye anlatmadığın ezilmişliğin, alay edilerek yıkılmışlığın faturasını sadece kendine kestiğin, kimseyle görüşmek istemeyerek bir köşede kıvrılmanın acısını yaşamak, insanlara karşı içindeki hırsı aşamamak ne kadar zordu.
Ertesi sabah çıkarsın hani çocuksun ya her şeyi unutmuşsun. Sanıyorsun ki her şey değişecek, bir umutla, bir sevinçle atarsın kendini sokağa, oyun oynamak hevesiyle çıktığın sokaktaki alaycı sözler kulaklarında çınladığı zaman, o hezimeti kaldıramazsın. Artık insanlara olan güvenin sarsılmaya başlar. İşte o sarsılan güvenin, o ezilmişliğin faturasının kesildiği kişi yine kendin olursun.
Oysa bizim mahalleydi burası, bizim hayatımızda ilkleri yaşadığımız, umutlarla koştuğumuz, sevgiyle kaynaştığımız, güzellikleri yaşadığımız bizim mahalleydi. Herkesten farklı olan tek şey engelli olmaktı. Engelimizle yaşamaktı…
Bir gün sorarsın kendi kendine o çocukça soruları yine… Ben neden böyleyim diye… O ezilmişliğin içinde zaten anlatmazsın, çocukça sorduğun soruları, çocukça benliğine. Düşünürsün ararsın bir çıkar yol kendine, her sokağa çıkışta ezilmişliği yavaş yavaş sindirirsin içine… Artık anlarsın hayatta mücadele etmenin gerekliliğini o yaşta anlarsın engelli olarak yaşamın çilesini, dökemesen de hiç kimseye içini, yaşayarak öğrenirsin hem hayatı hem de kendini…
Küçücük yüreklerde engelli yaşamak o kadar zordu ki; hem çocuk olmak hem engelli olmak, bizim mahallede de olsa zordur engelli olarak yaşamak…