26 Aralık Cuma günü Buca Belediyesi Kent Konseyi Engelli Meclisi Seçimleri vardı.
Belediyenin yemekhanesi tahsis edilmiş, yaklaşık 200 kişi toplanmıştı.
Benim dikkatimi çeken, sağlamların çokluğu oldu ama işitme vs. karışıktır diye düşündüm...
Başkan ve yönetim seçilecekti, ti...
Öncelikle sadece seçim var diye toplanan genel kurulun önüne tüzük değişikliği getirildi. Kanunen tüzük değişikliği 15 gün önceden üyelere bildirilmesi gerekiyordu, burada bir "oldu-bitti" sözkonusuydu.
Tüzük oldu bitti ile değişti, işi bilenlerin itirazları havada kaldı.
Ufak kavgalar, tartışmalar oldu, sinirden ağlayıp gidenler dahi oldu.
Seçim zamanı...
Tam bir tiyatro...
Birileri hızlıca 9 kişilik listeleri hazırladı, o an kimsenin farketmediği isimlerin hep aynı kişilerin olmasıydı...
Kendi ismi ve tanıdığı 2-3-4 kişiyi yazması yetmediği için, illa 9 kişiye tamamlamak zorunda olduğu listelere "birilerinin söylemesi ile" tanımadığı isimleri de yazdılar.
Ben havasız kalan salonda insanların fenalık geçirmesini resimledim...
Bir damla su olmayan masaları çektim, oy atmak için sırada sağlamların itiş kakışlarını çektim...
Yahu insan 3 saat sürecek bir organizasyona su koymaz mı?
Keşke mesele bir bardak su olsaymış, kumpası göremedim o dakikalarda.
Sandıktan çıkan oylar sayıldıkça koklayamadığım çürümüşlüğü gözümle gördüm.
Bir yığın engelsiz abla, engelliler meclisini yönetmek için birlik olmuş meğer!
Neredeyse hepsi belediyenin yönetiminde bulunan siyasi partini ilçe başkanlığından "itina ile" seçilmişler.
Ben ses çıkarmaya başladığımda, senin ne işin var falanca partili olarak diye itiraz edebilecek kadar cüretkar olanlar oldu.
Demek ki, bir ilçe belediyesinin kent konseyi, ilçe halkının tamamı için değil, sadece kendi siyasi partisinin yandaşları tarafından yönetilecekmiş!
Demek ki, ilçedeki engellilerin engelli meclisinde olabilmeleri için, önce belediyenin siyasi partisine üye olması lazımmış!
Tepkim sertleşti, bu kadar sağlamın yönetime girmesini elimden geldiğince kınadım.
Bir tanesi demez mi, "biz sizi daha iyi anlarız, sizden daha iyi yönetiriz"!
Tülay ön adlı bu bayanın söylediklerinden sonra bende söz bitmişti!
Hepsine yazıklar olsun...
9 Kişilik engelli meclisi yönetiminde 6 engelsiz var...
Hangi şaibe ve oldu-bitti ile seçilmiş olduklarından çok,
Onların böyle bir meclise yönetici olarak aday olmalarını dahi kınıyorum.
Ne işin var senin orada?
Yarın toplantı olacak, masanın başında sağlamlar, karşıda engelliler onları dinleyecek/alkışlayacak.
Allah'tan başkan engelli!
Ama bütün film başkanın yönetiminde çevrilmiş zaten...
Siyasi kaygısı ve hedefleri, engelliler meclisi görevinden baskın çıkmış.
Yanına engellileri de alıp, engelli meclisini yönetmektense, partili kadınları alıp kulis yapmak daha tatlı gelmiş...
Belediyenin yemekhanesi tahsis edilmiş, yaklaşık 200 kişi toplanmıştı.
Benim dikkatimi çeken, sağlamların çokluğu oldu ama işitme vs. karışıktır diye düşündüm...
Başkan ve yönetim seçilecekti, ti...
Öncelikle sadece seçim var diye toplanan genel kurulun önüne tüzük değişikliği getirildi. Kanunen tüzük değişikliği 15 gün önceden üyelere bildirilmesi gerekiyordu, burada bir "oldu-bitti" sözkonusuydu.
Tüzük oldu bitti ile değişti, işi bilenlerin itirazları havada kaldı.
Ufak kavgalar, tartışmalar oldu, sinirden ağlayıp gidenler dahi oldu.
Seçim zamanı...
Tam bir tiyatro...
Birileri hızlıca 9 kişilik listeleri hazırladı, o an kimsenin farketmediği isimlerin hep aynı kişilerin olmasıydı...
Kendi ismi ve tanıdığı 2-3-4 kişiyi yazması yetmediği için, illa 9 kişiye tamamlamak zorunda olduğu listelere "birilerinin söylemesi ile" tanımadığı isimleri de yazdılar.
Ben havasız kalan salonda insanların fenalık geçirmesini resimledim...
Bir damla su olmayan masaları çektim, oy atmak için sırada sağlamların itiş kakışlarını çektim...
Yahu insan 3 saat sürecek bir organizasyona su koymaz mı?
Keşke mesele bir bardak su olsaymış, kumpası göremedim o dakikalarda.
Sandıktan çıkan oylar sayıldıkça koklayamadığım çürümüşlüğü gözümle gördüm.
Bir yığın engelsiz abla, engelliler meclisini yönetmek için birlik olmuş meğer!
Neredeyse hepsi belediyenin yönetiminde bulunan siyasi partini ilçe başkanlığından "itina ile" seçilmişler.
Ben ses çıkarmaya başladığımda, senin ne işin var falanca partili olarak diye itiraz edebilecek kadar cüretkar olanlar oldu.
Demek ki, bir ilçe belediyesinin kent konseyi, ilçe halkının tamamı için değil, sadece kendi siyasi partisinin yandaşları tarafından yönetilecekmiş!
Demek ki, ilçedeki engellilerin engelli meclisinde olabilmeleri için, önce belediyenin siyasi partisine üye olması lazımmış!
Tepkim sertleşti, bu kadar sağlamın yönetime girmesini elimden geldiğince kınadım.
Bir tanesi demez mi, "biz sizi daha iyi anlarız, sizden daha iyi yönetiriz"!
Tülay ön adlı bu bayanın söylediklerinden sonra bende söz bitmişti!
Hepsine yazıklar olsun...
9 Kişilik engelli meclisi yönetiminde 6 engelsiz var...
Hangi şaibe ve oldu-bitti ile seçilmiş olduklarından çok,
Onların böyle bir meclise yönetici olarak aday olmalarını dahi kınıyorum.
Ne işin var senin orada?
Yarın toplantı olacak, masanın başında sağlamlar, karşıda engelliler onları dinleyecek/alkışlayacak.
Allah'tan başkan engelli!
Ama bütün film başkanın yönetiminde çevrilmiş zaten...
Siyasi kaygısı ve hedefleri, engelliler meclisi görevinden baskın çıkmış.
Yanına engellileri de alıp, engelli meclisini yönetmektense, partili kadınları alıp kulis yapmak daha tatlı gelmiş...