Tüm diabetlileri buraya bekliyorum. Yaşadığım bir kaç " O An" diyebileceğim zamanları Sizlerle Paylaşmak istiyorum.
İlk teşhis ve hissettiklerim
1995 yılının sanırsam mart yada nisan ayı idi. Sürekli bir ağız kokması idrara çıkma gözler altında morluk ve aşırı kilo kaybı. Annemin baskısıyla babamın ilgilenmeyen davranışlarıyla hastaneye gittik. Çocuk doktoru bağırsak kurdu var dedi ilaç verdi ve yolladı. Ben sabaha kadar 40 kez wcye kalkıyordum ve en sonra yorgun düşüp uyuyakalıyordum. Malum altıma kaşırıyordum. Çok utanıyordum bundan. Çünkü annem 2 yaşından beri altımı başlamamıştı. Aradan 1 hafta geçti ben daha kötü oluyorum tekrar gittik yine aynı teşhis ve ilaçlar. Annem koca karı ilaçları ve söylentilerini çok iyi bilir. Sonuçta köyden geliyoruz. Annem babama diyor ısrarla bu çocuk şeker hastası olmasın. Şeker hastaları çok su içer çok tuvalete çıkar diye. Babamda anneme hep kızardı kötüye yorma diye. Sonrasında babam doktora annesi böyle böyle diyor dedi ve doktorun tepkisi şu ; " SİZ ÇOKMU BİLİYORSUNUZ , KÜÇÜCÜK ÇOCUKTA ŞEKERMİ OLUR !!! "
Sonra tahlil istedi gönülsüz ve tahlilden sonra şekerim 360'tı. Şaşırdı ve hemen izmir tepecik hastanesine sevk verdi. Oraya gittik ve doktorum kulakları çınlasın Endokrinoloji uzmanı DR.Ebru Özerkan; Biraz daha geç gelseydiniz gözlerini böbreklerini kaybederdi dedi. Allah'a çok şükür en sağlıklı hastalarından biriyim kendisi emekli oldu sanırım ulaşamıyorum ama çok iyi bir doktordu. Annem'e bu yüzden başka bir bağlıyımdır. Şimdi evliyim ve Mayısta bir kız bebeğimiz olacak. Nerelerden nerelere.
İlk koma ve telaş endişe
Hastalığımın 2. yada 3. yılıydı. Ozamanlar şeker aletleri çok güvenilir ölçümler yapmıyordu. Malum Fethiye'de yaşıyoruz. Çok sıcak bir memleket. Öğle yemeğinden önce şekerimi ölçtüm 190 gibi çıkmıştı. Bende normalde 12 Ünite vurmam vereken ilacı 14 olarak ayarladım. ( Bunu kafama göre değil doktorumdan aldığım eğitimden sonra bana verilen insiyatiften dolayı yaptım bilginize) Annem yemek hazırlıyor. Bende hissediyorum sanki böyle boşlukta gibiyim. Sonra malumunuz bilinç kaybı yaşadım. Annemler şekerimi ölçtüler ve "0" sonra bidaha ölçmüşler yine "0". Tabii bende şartaller indi gerisini hatırlamıyorum. Babamlar telaşla beni hastaneye götürmüşler. Babam beni hastaneye götürürken kaza yapmış ama hiç umrunda bile olmadan doğru hastaneye. Ben gözlerimi açtığımda başımda 3 hemşire 1 doktor ve hüngür hüngür ağlayan annem. Sonrasında düzeldim Allah'a şükür. Anneme ne oldu diye sordum. Oda ağlayarak anlattı. Ellerimi kollarımı ısırmışım kaşındığı içinmiş bunu doktor anlattı bana daha sonra. Gözlerimin siyahı kaybolmuş sanırsam yukarı yada aşşağı bakmaktan annem gözlerimin sadece beyazını görebiliyomuş. Hep aklıma geldiğinde şükrediyorum. Onlara hayatımı borçluyum. Bilinçli oldukları ve üzerime çok titredikleri için.
Sonuç;
Kesinlikle hasta değiliz. Sadece yaşamamız gereken hayat seviyesini diabet sayesinde yaşıyoruz. Dikkat etmek , aile ilgisi ve pozitif olmak hastalığımızın en güçlü ilacı. Sakın ama sakın korkmayın. Moral diabetin en önemli ilacı. İlk başlarda o kadar karamsardım fakat şimdi bebeğimiz olacak. Seminerlerden doktorlardan değil, bizzat bu hastalığı yaşayan insanların tecrübe ve anılardan faydalanın. O zamanlar bilgiye bu kadar kolay ulaşılmıyordu fakat teknoloji çağındayız. Diabetli her bireye seve seve yardımcı olurum. Bana kimse yardımcı olmadı belki ama ben burdayım. Telefonumuda yazıyorum isterseniz whatsapp dahil ulaşabilirsiniz. Bu durumu en güzel özetleyen atasözlerinden biridir diye düşünüyorum;
" EŞŞEKTEN DÜŞENİN HALİNİ , EŞŞEKTEN DÜŞEN ANLAR"
Ramazan ASLAN: 0505 311 65 78
Tüm diabetlileri ve tecrübelerinide bu başlık altında bekliyorum.
İlk teşhis ve hissettiklerim
1995 yılının sanırsam mart yada nisan ayı idi. Sürekli bir ağız kokması idrara çıkma gözler altında morluk ve aşırı kilo kaybı. Annemin baskısıyla babamın ilgilenmeyen davranışlarıyla hastaneye gittik. Çocuk doktoru bağırsak kurdu var dedi ilaç verdi ve yolladı. Ben sabaha kadar 40 kez wcye kalkıyordum ve en sonra yorgun düşüp uyuyakalıyordum. Malum altıma kaşırıyordum. Çok utanıyordum bundan. Çünkü annem 2 yaşından beri altımı başlamamıştı. Aradan 1 hafta geçti ben daha kötü oluyorum tekrar gittik yine aynı teşhis ve ilaçlar. Annem koca karı ilaçları ve söylentilerini çok iyi bilir. Sonuçta köyden geliyoruz. Annem babama diyor ısrarla bu çocuk şeker hastası olmasın. Şeker hastaları çok su içer çok tuvalete çıkar diye. Babamda anneme hep kızardı kötüye yorma diye. Sonrasında babam doktora annesi böyle böyle diyor dedi ve doktorun tepkisi şu ; " SİZ ÇOKMU BİLİYORSUNUZ , KÜÇÜCÜK ÇOCUKTA ŞEKERMİ OLUR !!! "
Sonra tahlil istedi gönülsüz ve tahlilden sonra şekerim 360'tı. Şaşırdı ve hemen izmir tepecik hastanesine sevk verdi. Oraya gittik ve doktorum kulakları çınlasın Endokrinoloji uzmanı DR.Ebru Özerkan; Biraz daha geç gelseydiniz gözlerini böbreklerini kaybederdi dedi. Allah'a çok şükür en sağlıklı hastalarından biriyim kendisi emekli oldu sanırım ulaşamıyorum ama çok iyi bir doktordu. Annem'e bu yüzden başka bir bağlıyımdır. Şimdi evliyim ve Mayısta bir kız bebeğimiz olacak. Nerelerden nerelere.
İlk koma ve telaş endişe
Hastalığımın 2. yada 3. yılıydı. Ozamanlar şeker aletleri çok güvenilir ölçümler yapmıyordu. Malum Fethiye'de yaşıyoruz. Çok sıcak bir memleket. Öğle yemeğinden önce şekerimi ölçtüm 190 gibi çıkmıştı. Bende normalde 12 Ünite vurmam vereken ilacı 14 olarak ayarladım. ( Bunu kafama göre değil doktorumdan aldığım eğitimden sonra bana verilen insiyatiften dolayı yaptım bilginize) Annem yemek hazırlıyor. Bende hissediyorum sanki böyle boşlukta gibiyim. Sonra malumunuz bilinç kaybı yaşadım. Annemler şekerimi ölçtüler ve "0" sonra bidaha ölçmüşler yine "0". Tabii bende şartaller indi gerisini hatırlamıyorum. Babamlar telaşla beni hastaneye götürmüşler. Babam beni hastaneye götürürken kaza yapmış ama hiç umrunda bile olmadan doğru hastaneye. Ben gözlerimi açtığımda başımda 3 hemşire 1 doktor ve hüngür hüngür ağlayan annem. Sonrasında düzeldim Allah'a şükür. Anneme ne oldu diye sordum. Oda ağlayarak anlattı. Ellerimi kollarımı ısırmışım kaşındığı içinmiş bunu doktor anlattı bana daha sonra. Gözlerimin siyahı kaybolmuş sanırsam yukarı yada aşşağı bakmaktan annem gözlerimin sadece beyazını görebiliyomuş. Hep aklıma geldiğinde şükrediyorum. Onlara hayatımı borçluyum. Bilinçli oldukları ve üzerime çok titredikleri için.
Sonuç;
Kesinlikle hasta değiliz. Sadece yaşamamız gereken hayat seviyesini diabet sayesinde yaşıyoruz. Dikkat etmek , aile ilgisi ve pozitif olmak hastalığımızın en güçlü ilacı. Sakın ama sakın korkmayın. Moral diabetin en önemli ilacı. İlk başlarda o kadar karamsardım fakat şimdi bebeğimiz olacak. Seminerlerden doktorlardan değil, bizzat bu hastalığı yaşayan insanların tecrübe ve anılardan faydalanın. O zamanlar bilgiye bu kadar kolay ulaşılmıyordu fakat teknoloji çağındayız. Diabetli her bireye seve seve yardımcı olurum. Bana kimse yardımcı olmadı belki ama ben burdayım. Telefonumuda yazıyorum isterseniz whatsapp dahil ulaşabilirsiniz. Bu durumu en güzel özetleyen atasözlerinden biridir diye düşünüyorum;
" EŞŞEKTEN DÜŞENİN HALİNİ , EŞŞEKTEN DÜŞEN ANLAR"
Ramazan ASLAN: 0505 311 65 78
Tüm diabetlileri ve tecrübelerinide bu başlık altında bekliyorum.