Son 8-10 yılda engellilerin toplumsal hayata katılımında yeterli olmasa da ilerlemeler kaydedildi. Çalışma hayatından eğitime, spor ve kültürel faaliyetlere kadar bir çok engellileri görebiliyoruz.
Ancak bir takım kas hastalıkları, parapleji, omurilik hasarı, Friedreich ataksisi gibi ağır sağlık sorunlarıyla uğraşan engellilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve özellikle toplumsal hayata katılımındaki engellerin kaldırılması konusunda yetersiz kalınıyor.
Havuz asansörü olmadığı için yüzme sporu gibi her engellinin yapabileceği bir spordan ayrı kalmaları,
2-3 saatte bir yatarak dinlenme ihtiyacı duyan engellilerin bu ihtiyacı karşılanmadığı için okula gidememeleri,
'Hafif' engellilerin tutunarak oturup kalkabildiği tuvaletlerden sırf alan yetersizliği yüzünden yararlanamayan tekerlekli sandalyeli engellileri,
Yine tekerlekli sandalye sabitleme imkanı olmayan toplu ulaşım araçlarında tehlike altında yolculuk yapan engellileri,
Kaldırım, yol, yürüyüş yolu, meydan, ören yerleri, parklar gibi alanlara ısrarla taş döşeyen ve tekerlekli sandalyelileri engelleyen-hayatını zorlaştıran belediyeleri,
Fiziksel engelli bir çocuğun gittiği okulda, "kaynaştırma" kapsamında eğitim gören zihinsel açıdan bir takım farklılıklar taşıyan engelliye ayrımcılık gösterilmesi
gibi konuları düşünürsek bazı kesimlerin "unutulduğu" gerçeğini hatırlayabiliriz.
(Bu başlıkta çalışan, spor alanında ülkemizi temsil eden, en iyi yerlerde öğrenim gören - bir takım imkanlara sahip olan engellilere yöneltilmiş herhangi bir söylem yoktur)
Ancak bir takım kas hastalıkları, parapleji, omurilik hasarı, Friedreich ataksisi gibi ağır sağlık sorunlarıyla uğraşan engellilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve özellikle toplumsal hayata katılımındaki engellerin kaldırılması konusunda yetersiz kalınıyor.
Havuz asansörü olmadığı için yüzme sporu gibi her engellinin yapabileceği bir spordan ayrı kalmaları,
2-3 saatte bir yatarak dinlenme ihtiyacı duyan engellilerin bu ihtiyacı karşılanmadığı için okula gidememeleri,
'Hafif' engellilerin tutunarak oturup kalkabildiği tuvaletlerden sırf alan yetersizliği yüzünden yararlanamayan tekerlekli sandalyeli engellileri,
Yine tekerlekli sandalye sabitleme imkanı olmayan toplu ulaşım araçlarında tehlike altında yolculuk yapan engellileri,
Kaldırım, yol, yürüyüş yolu, meydan, ören yerleri, parklar gibi alanlara ısrarla taş döşeyen ve tekerlekli sandalyelileri engelleyen-hayatını zorlaştıran belediyeleri,
Fiziksel engelli bir çocuğun gittiği okulda, "kaynaştırma" kapsamında eğitim gören zihinsel açıdan bir takım farklılıklar taşıyan engelliye ayrımcılık gösterilmesi
gibi konuları düşünürsek bazı kesimlerin "unutulduğu" gerçeğini hatırlayabiliriz.
(Bu başlıkta çalışan, spor alanında ülkemizi temsil eden, en iyi yerlerde öğrenim gören - bir takım imkanlara sahip olan engellilere yöneltilmiş herhangi bir söylem yoktur)