Yapma ismayil
Hemen teşhis koyma bana....Gerçekçi ve gözlemci olmanın depresyonla ilgisi yok.Tamam sizinle aşık atamam.Hekim olan sizsiniz.Ama tanıyı koyarken bu kadar fevri hareket etmeyiniz isterseniz.
Kendimi gayet iyi hissediyorum.Sabahları insanlar genelde yarı uykulu halde işlerine giderken bela okur gibi gider.O sıcak yatağı bırakmış olmanın kızgınlığı,trafiğin sıkışıklığı,hemen hemen bir saati zehir eder insanlara...6 da kalkarım ve okul hazırlığımı yaparım.Yürüyerek giderim okula.Yolda kimi görmüşsem bir selam veririm...Bir teyzem var okul yolumun üstünde.Onun bahçesinden geçerim ve genelde o pencerede olur.Sanırım ki beni yolculamak için erken oturur oraya.Bal gibi tesadüftür aslında.Ama ben öyle demem...Öpücük atarız birbirimize.Adını bilmem sadece "teyzem" diye seslenirim.O bana "kuzum" der.Daha geçen hafta yağmurlu bir havada okulun bahçesinden girdiğim gibi bir veli tuttu kolumdan." Hoca hanım,ne kadar güler yüzlüsünüz,Allah hep güldürsün,içim açılıyo sizi görünce " dedi... Bunları okurken yine hakkımda peşin hüküm vermeyin,sizin yakıştırmanızdan sonra kendimle muhasebeye oturduğumda aklımda kalanlar.Depresyona giren biri bu kadar pozitif olamaz heralde.Ya da ben kendimi kandırıyor olamam.Severim kendimi ve ona yalan söylemem...Bazen maske takılır takılmasına ama hüznüme başkasını ortak etmemek içindir bu.Hepimiz yaparız bunu.
Ben de engelliyim.Ne olmuş yani?Sadece bir engellinin değil, bir engelsizin de beni evlilik için uygun görmemesini yadırgamam.Dünyanın sonu mu?30 yıldır bu halde yaşıyorum,başımdan neler geçmiş depresyona girmemişm de şimdi mi gireceğim?
Malesef toplum dayatıyor.Engelliysen seçim yapma,tanıma,sevme,birlikte olma şansın yok.Olsa bile o şansı sana doya doya kullandırmaz bu toplumun bakışları...Cenderede kalan engelli "madem beni engelsiz birine yakıştırmıyor bu toplum ben de kendim gibi birini bulurum" diyiveriyor.Tahsil yapmış,kendini yetiştirmiş kaç engelli var ki bir duruşu olsun?Bu sitede iyi konuşan, iddalı yazılar yazanlardan ibaret değil toplumun içindeki engelli profili...
"Bu engelli " yani ben... Böyle düşünüyorum. İki engelinin evliliği üçüncü kişilerin de mutsuzluğuna neden oluyor. Anne babayı kastedmiyorum.Doğacak çocukları kastediyorum.Çocuğun gözünde anne nedir?Baba nedir?Herşeyden önce "güçtür".Bu durumda evliliği düşünen iki engelli kişi anlamıyorum ki ne için evleniyor?Sevgi varsa tamam... "ama evlenmek için evlenmek" varsa işte ben onun dürüstlüğünü sorgularım sevgili wale...
Teyzemin 4 tane oğlu var.En büyüğü, trafik kazası sonucu engelli olarak yaşamaya başladı...O abimizden önce bir küçüğünü evlendirdiler.Üstelik kızı iğneden ipliğe inceleyerek.Fazla kilosu var mıymış?Hamaratmıymış?Eli yüzü düzgün müymüş?Velhasıl,buldular istedikleri gibi birini evlendirdiler.En büyük abi için ilk baktıkları kızda aradıkları özellik ve şart "engelli "olmasıydı...Onu da evlendirdiler...Bir gün sohbet arasında engelin olmasaydı böyle bir evlilik yapar mıydın diye sordum. "Yapmazdım" dedi.Bu örnek kanun değil biliyorum.Olamaz da.İstisnalar mutlaka vardır.Ama onların evliliği bir sorun yumağı.Çocukları 5 yaşına geldiğinde trafik kazası geçirdi ve vefat etti.Bu baba onu kucağına alıp hastaneye götüremedi.Napsın??? Acizdi...Çocuk elinden kaçmış gitmişti yola.Onu yakalayacak gücü yoktu.Keza annenin de...
Sevgili Gogolos, yazdıklarımın konuyla alakasız gibi durması sizi yanıltmasın,ilintilidir iyi inceleyin.Ben sadece ilk söylenmesi ya da sorulması gereken şeyi söylüyorum.Engelli çiftlerin karşılaştığı sorunlara gelmeden önce düşünülmesi gereken şeyler var.Ben sadece kendimin sesi oldum burda.sonuçtan önce konuşulması gereken sorgulanması gereken şeyler olduğuna inandığım için yorum yaptım.