[FONT=Helvetica][FONT=inherit]Erişilebilirlik hükümlerinde erteleme Haber şöyle yayınlanmış: E[/FONT][FONT=inherit]snaflarımıza müjdeler olsun engelli rampası ile ilgili mağduriyet başkanımız İsa Yalçın ilgili makamlara girişimleri sonucunda 2 yıl daha Ertelenmiştir.[/FONT][/FONT][FONT=Helvetica][FONT=inherit]
[FONT=inherit]Böyle İroni/alaysama olamaz çünkü hem Türkiye'nin ilk engelliler engelliler yasası'nı çıkarmakla övüneceksin hem de bu yasayı yayınlandığı tarihten itibaren sürekli genelgeler vesaire ile erteleyeceksin Bu bir bebeğin ağzına emzik verip sonra da çekip ağlatmaktan başka bir şey değil!
[/FONT][/FONT][/FONT][FONT=Helvetica]Bu insanın, engellilerin ömrünü çalmaktır; çok kızgınım! Bu kaçıncı erteleme artık hatırlamıyorum. Bu habere bir kez daha kahroldum, yıkıldım ve ülkemin bizlere layık gördüğü hayattan utandım.[/FONT]
[FONT=Helvetica]Ben bir ömür insanca yaşayabileceğim bir ortamın mümkün olmasını, bekledim mücadelesini verdim: bu özlemle kavruldum. Ütopyalar kurdum... ve değişime bu kadar direnmek neden insanlık hiçbir şeyde bu kadar kararlı bir bütün olmadı: Engellilerin hayatını cehenneme çevirmekte birleştiği [/FONT][FONT=Helvetica]kadar, yazıklar olsun. Bizlere haram ettikleri Hayat onlara da Haram olsun... Yaşattıklarını yaşamadan gitmesinler dilerim. Böyle bir şey olamaz kepazelik, perişanlık, dünyanın en büyük ayıbı... Bağımsız yaşam haktır ve hayatlarımızdan ellerinizi çekin artık gölge etmeyin başka ihsan istemez: Lanet olsun, daha ne söyleyebilirim. O kadar doluyum ki kaç yıl ömrüm kaldı, kaç yıl daha bu rezilliği yaşayacağım? Neden insanca sıradan bir hayat sürmeden gözüm arkada gitmeyi bana/ bizlere layık görüyorlar? Ne istiyorlar bizden? Bunun adı nefret suçu!!! Nedir bu kadar nefrete neden? Suçumu bilmek istiyorum hani bize diyorlar ya tekerlekli sandalyeye mahkum, yatağa mahkum, şuna mahkum, buna mahkum; işte bu niteleme aslında ağızlarından kaçırdıkları bilinçaltlarını ortaya koymanın bir sonucudur. Bizleri rezil bir hayata mahkum ve güzel olan insanı olan her şeye Mahrum ediyorlar. Sevdiklerimizi annemizi, babamızı, kardeşlerimizi vesaire bizlere gardiyan yapıyorlar. Öyle ki beraberce adeta yarı açık cezaevinde bilmediğimiz suçlarımızın cezasını çekiyoruz. Irkçılık ötesi bir hayat sürüyoruz: yaşam nasıl haklarımız elimizden alınmış. Çünkü bizleri yapabilirlik anlamında başkalarına mahkum etmişsiniz. Tabii böyle olunca yani mümkün olduğunca bağımsız yaşama ellerimizden alınca, Öz bakımımız da bizlerin yanında olan insanlar bu özverinin bedelini kendileri ödediği gibi bizlere de dolaylı olarak bilinçsizce ödetir hale gelmiş; psikolojimiz kalmamış bozulmuş, sayenizde büyük çoğunluğumuz güzel düşleri, umutları dahi ellerinden alınan, yaşayan ölüler olmuşuz.. Bu insanlık dışı bir durum, varoluş savaşı veriyoruz; evcil hayvanlarınız dan bir basamak öne geçme savaşı, bizleri layık gördüğünüz: Görün artık, çığlıklarımızı duyun!
Nurten Aktaş[/FONT]
[FONT=Helvetica]Değerli Arkadaşlar, 21 Ocak 2019 günü Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ilk genelgesini, engellilerin pek çok sorunu çözülmemiş olarak dururken hazır seçim öncesi, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna kıyak olsun diye Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının etkilerini zayıflatmak ve ellerini gevşetmek için yayınladı. Genelgede, 07.07.2018 tarihinde dolan, sürücü koltuğu hariç dokuz ila on altı oturma yeri olan araçlarla verilen toplu taşıma hizmetleri, turizm taşımacılığı yapılan araçlarla sağlanan taşıma hizmetleri ve özel ve kamu şehirler arası toplu taşıma hizmetleri ile yolcu gemilerinin engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi zorunluluğunun uygulanmak zorunda olmadığı ima edilerek yasanın geçici 3. Maddesinin birinci fırkası ile tanınan iki yıllık süre uzatım hakkı hatırlatılıyor. Bunu yeni bir kazanımmış gibi algılayan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu da zil çalıp oynuyor; 38 nolu genelgeleriyle şubelerine müjde veriyor. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Peki, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bu hatırlatmaya neden gereksinim duydu? Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü. [/FONT]
[FONT=Helvetica]23 Ocak 2019 tarihinde görüştüğümüz Genel Müdür Sayın Dr. Orhan Koç, şoför esnafının paniklediğinden bahisle onların temsilcileri ile görüştüklerini ve böyle bir hatırlatmaya gereksinim duyduklarını söylüyor. Peki, neden engelli konfederasyonları bu görüşmelerde yok? sorumuza ise, Ne gerek var; zaten biz engellileri temsil etmiyor muyuz? diye yanıt veriyor. Genel Müdürün özrü kabahatinden büyük. Eğer siz engellileri temsil ediyorsanız, engelliler alanındaki sivil toplum örgütlenmesine ne gerek var? Bu, demokrasiyi içselleştirememiş, engellileri sosyal bir taraf olarak görmeyen zihniyettir. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun baskısıyla, engelli örgütleri baypas edilerek çıkarılan bu genelge ile Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarına seçimlik bir hak olarak verilen süre uzatma seçeneğini, adeta bir zorunluluk haline getirmeye çalışıyor. Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının devlet temsilcisi olan üyelerine, iki yıllık süreyi tam olarak kullanmaları için adeta talimat veriyor. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Genel Müdürlüğün bu tutumunu protesto ediyoruz ve Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarındaki Konfederasyon temsilcilerine sesleniyoruz: Lütfen işi sıkı tutun. Elbette erişilebilirlik uygulamaları için muhataplarına yeterli süreyi verin ancak bonkör davranmayın. 1997 yılında 572 sayılı KHK ile erişilebilirlik konusu yasalarımıza girdiğinden buyana 22 yıl geçti. İnsaf! 22 yılda görevlerini yapmayanlar iki yıl içerisinde mi başaracaklar bunu. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Engelliler Konfederasyonu Başkanı [/FONT]
[FONT=Helvetica]Av. Turhan İÇLİ[/FONT]
[FONT=inherit]Böyle İroni/alaysama olamaz çünkü hem Türkiye'nin ilk engelliler engelliler yasası'nı çıkarmakla övüneceksin hem de bu yasayı yayınlandığı tarihten itibaren sürekli genelgeler vesaire ile erteleyeceksin Bu bir bebeğin ağzına emzik verip sonra da çekip ağlatmaktan başka bir şey değil!
[/FONT][/FONT][/FONT][FONT=Helvetica]Bu insanın, engellilerin ömrünü çalmaktır; çok kızgınım! Bu kaçıncı erteleme artık hatırlamıyorum. Bu habere bir kez daha kahroldum, yıkıldım ve ülkemin bizlere layık gördüğü hayattan utandım.[/FONT]
[FONT=Helvetica]Ben bir ömür insanca yaşayabileceğim bir ortamın mümkün olmasını, bekledim mücadelesini verdim: bu özlemle kavruldum. Ütopyalar kurdum... ve değişime bu kadar direnmek neden insanlık hiçbir şeyde bu kadar kararlı bir bütün olmadı: Engellilerin hayatını cehenneme çevirmekte birleştiği [/FONT][FONT=Helvetica]kadar, yazıklar olsun. Bizlere haram ettikleri Hayat onlara da Haram olsun... Yaşattıklarını yaşamadan gitmesinler dilerim. Böyle bir şey olamaz kepazelik, perişanlık, dünyanın en büyük ayıbı... Bağımsız yaşam haktır ve hayatlarımızdan ellerinizi çekin artık gölge etmeyin başka ihsan istemez: Lanet olsun, daha ne söyleyebilirim. O kadar doluyum ki kaç yıl ömrüm kaldı, kaç yıl daha bu rezilliği yaşayacağım? Neden insanca sıradan bir hayat sürmeden gözüm arkada gitmeyi bana/ bizlere layık görüyorlar? Ne istiyorlar bizden? Bunun adı nefret suçu!!! Nedir bu kadar nefrete neden? Suçumu bilmek istiyorum hani bize diyorlar ya tekerlekli sandalyeye mahkum, yatağa mahkum, şuna mahkum, buna mahkum; işte bu niteleme aslında ağızlarından kaçırdıkları bilinçaltlarını ortaya koymanın bir sonucudur. Bizleri rezil bir hayata mahkum ve güzel olan insanı olan her şeye Mahrum ediyorlar. Sevdiklerimizi annemizi, babamızı, kardeşlerimizi vesaire bizlere gardiyan yapıyorlar. Öyle ki beraberce adeta yarı açık cezaevinde bilmediğimiz suçlarımızın cezasını çekiyoruz. Irkçılık ötesi bir hayat sürüyoruz: yaşam nasıl haklarımız elimizden alınmış. Çünkü bizleri yapabilirlik anlamında başkalarına mahkum etmişsiniz. Tabii böyle olunca yani mümkün olduğunca bağımsız yaşama ellerimizden alınca, Öz bakımımız da bizlerin yanında olan insanlar bu özverinin bedelini kendileri ödediği gibi bizlere de dolaylı olarak bilinçsizce ödetir hale gelmiş; psikolojimiz kalmamış bozulmuş, sayenizde büyük çoğunluğumuz güzel düşleri, umutları dahi ellerinden alınan, yaşayan ölüler olmuşuz.. Bu insanlık dışı bir durum, varoluş savaşı veriyoruz; evcil hayvanlarınız dan bir basamak öne geçme savaşı, bizleri layık gördüğünüz: Görün artık, çığlıklarımızı duyun!
Nurten Aktaş[/FONT]
[FONT=Helvetica]Değerli Arkadaşlar, 21 Ocak 2019 günü Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ilk genelgesini, engellilerin pek çok sorunu çözülmemiş olarak dururken hazır seçim öncesi, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna kıyak olsun diye Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının etkilerini zayıflatmak ve ellerini gevşetmek için yayınladı. Genelgede, 07.07.2018 tarihinde dolan, sürücü koltuğu hariç dokuz ila on altı oturma yeri olan araçlarla verilen toplu taşıma hizmetleri, turizm taşımacılığı yapılan araçlarla sağlanan taşıma hizmetleri ve özel ve kamu şehirler arası toplu taşıma hizmetleri ile yolcu gemilerinin engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi zorunluluğunun uygulanmak zorunda olmadığı ima edilerek yasanın geçici 3. Maddesinin birinci fırkası ile tanınan iki yıllık süre uzatım hakkı hatırlatılıyor. Bunu yeni bir kazanımmış gibi algılayan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu da zil çalıp oynuyor; 38 nolu genelgeleriyle şubelerine müjde veriyor. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Peki, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bu hatırlatmaya neden gereksinim duydu? Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü. [/FONT]
[FONT=Helvetica]23 Ocak 2019 tarihinde görüştüğümüz Genel Müdür Sayın Dr. Orhan Koç, şoför esnafının paniklediğinden bahisle onların temsilcileri ile görüştüklerini ve böyle bir hatırlatmaya gereksinim duyduklarını söylüyor. Peki, neden engelli konfederasyonları bu görüşmelerde yok? sorumuza ise, Ne gerek var; zaten biz engellileri temsil etmiyor muyuz? diye yanıt veriyor. Genel Müdürün özrü kabahatinden büyük. Eğer siz engellileri temsil ediyorsanız, engelliler alanındaki sivil toplum örgütlenmesine ne gerek var? Bu, demokrasiyi içselleştirememiş, engellileri sosyal bir taraf olarak görmeyen zihniyettir. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun baskısıyla, engelli örgütleri baypas edilerek çıkarılan bu genelge ile Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarına seçimlik bir hak olarak verilen süre uzatma seçeneğini, adeta bir zorunluluk haline getirmeye çalışıyor. Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarının devlet temsilcisi olan üyelerine, iki yıllık süreyi tam olarak kullanmaları için adeta talimat veriyor. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Genel Müdürlüğün bu tutumunu protesto ediyoruz ve Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonlarındaki Konfederasyon temsilcilerine sesleniyoruz: Lütfen işi sıkı tutun. Elbette erişilebilirlik uygulamaları için muhataplarına yeterli süreyi verin ancak bonkör davranmayın. 1997 yılında 572 sayılı KHK ile erişilebilirlik konusu yasalarımıza girdiğinden buyana 22 yıl geçti. İnsaf! 22 yılda görevlerini yapmayanlar iki yıl içerisinde mi başaracaklar bunu. [/FONT]
[FONT=Helvetica]Engelliler Konfederasyonu Başkanı [/FONT]
[FONT=Helvetica]Av. Turhan İÇLİ[/FONT]