Deve
Temel, bir gün Afrika'ya gider.
Hazır gitmişken bir de deveye
bineyim öyle döneyim der.
Neyse deve kiralayan bir yer bulur
ve sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohh Ohh!
deyince koştura koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Temel biner deveye, -
"oh", der, başlar yavaş yavaş
gitmeye.Neyse, bir süre sonra sıkılır
ve"Ohh Ohh!" der.
Bu sefer deve de koşturmaya başlar.
Temel çok keyiflidir. Bir yandan koştura
koştura giderken bir yandan da çevreyi
seyretmektedir. Tam bu sırada bir bakar
karsında bir uçurum. Ne yapacağını şaşırır.
Heyecandan ne söyleyeceğini unutur.
Neyse der bari bir "son dua" okuyayım
ve baslar okumaya. Duasını bitirince "Amin"
der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında.
Temel kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes
alır: ve ohh bee! der.
Bir adam, ev kiraladı. Ancak tavanın direkleri çatırdıyordu. Ev sahibine;
- Bu tavanı tamir et; çünkü çatırdıyor." dedi.
Adam;
-" Korkma! O Allah'ı tesbih ediyor" dedi.
Adam:
-" Mesele değil de, bir gün secdeye kapanmasından korkarım" dedi.
Uğursuz Kadın
Cafer komadadır. Yanında ise karısı...
Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
"İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin.
İflas ettiğim gün oradaydın.
Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm.
Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın...
Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
"Şimdi komadayım yine başucumdasın.
Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın"
______________________________________
Karadeniz taraflarinda, yüzme bilmeyen Ingiliz bir turist
denize düser; ve suyun içinde çirpinarak bagirmaya baslar:
-"Help... Help... Please... Help..."
O sirada oradan geçmekte olan Temel, derhal kiyiya kosar
ve kizgin kizgin bagirir:
-"Ula zibidu! Ingiluzca ögreneceguna, yüzme ögrenseydun ya
daa!"
_________________________________________--
Ahmet Bey 97'sinde. Huseyin Bey ise 92'sine erismis. Yillardir
dostluklari devam etmekte. Bir gun Ahmet Bey Huseyin Beyin evinde
yemege davet edilmis. Dikkatini cekmis, Huseyin Bey hanimina hitap
ederken "Gulum", "hayatim", "balim", "tatlim', "ruhum", gibi laflar
kulaniyor. Bir ara hanimi mutfaktayken yine, "birtanem, nerelerdesin,
yemegin soguyacak" demis. Ahmet Bey dayanamamis. "Yahu dikkat ediyorum, esine ne iltifatli laflar ediyorsun. ballar,sekerler... Bunca seneden sonra olacak sey degil, bravo sana" demis. Huseyin Bay soyle bir arkasini donup esinin hâla mutfakta oldugunu tespit ettiktan sonra, "sorma birader demis. Ne bali sekeri... 10 yil oluyor bizim hâtunun adini unuttum. Bir turlu cikaramiyorum."
____________________________________________
NEYE BASIYOR?
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?
Temel, bir gün Afrika'ya gider.
Hazır gitmişken bir de deveye
bineyim öyle döneyim der.
Neyse deve kiralayan bir yer bulur
ve sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohh Ohh!
deyince koştura koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Temel biner deveye, -
"oh", der, başlar yavaş yavaş
gitmeye.Neyse, bir süre sonra sıkılır
ve"Ohh Ohh!" der.
Bu sefer deve de koşturmaya başlar.
Temel çok keyiflidir. Bir yandan koştura
koştura giderken bir yandan da çevreyi
seyretmektedir. Tam bu sırada bir bakar
karsında bir uçurum. Ne yapacağını şaşırır.
Heyecandan ne söyleyeceğini unutur.
Neyse der bari bir "son dua" okuyayım
ve baslar okumaya. Duasını bitirince "Amin"
der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında.
Temel kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes
alır: ve ohh bee! der.
Bir adam, ev kiraladı. Ancak tavanın direkleri çatırdıyordu. Ev sahibine;
- Bu tavanı tamir et; çünkü çatırdıyor." dedi.
Adam;
-" Korkma! O Allah'ı tesbih ediyor" dedi.
Adam:
-" Mesele değil de, bir gün secdeye kapanmasından korkarım" dedi.
Uğursuz Kadın
Cafer komadadır. Yanında ise karısı...
Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
"İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin.
İflas ettiğim gün oradaydın.
Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm.
Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın...
Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
"Şimdi komadayım yine başucumdasın.
Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın"
______________________________________
Karadeniz taraflarinda, yüzme bilmeyen Ingiliz bir turist
denize düser; ve suyun içinde çirpinarak bagirmaya baslar:
-"Help... Help... Please... Help..."
O sirada oradan geçmekte olan Temel, derhal kiyiya kosar
ve kizgin kizgin bagirir:
-"Ula zibidu! Ingiluzca ögreneceguna, yüzme ögrenseydun ya
daa!"
_________________________________________--
Ahmet Bey 97'sinde. Huseyin Bey ise 92'sine erismis. Yillardir
dostluklari devam etmekte. Bir gun Ahmet Bey Huseyin Beyin evinde
yemege davet edilmis. Dikkatini cekmis, Huseyin Bey hanimina hitap
ederken "Gulum", "hayatim", "balim", "tatlim', "ruhum", gibi laflar
kulaniyor. Bir ara hanimi mutfaktayken yine, "birtanem, nerelerdesin,
yemegin soguyacak" demis. Ahmet Bey dayanamamis. "Yahu dikkat ediyorum, esine ne iltifatli laflar ediyorsun. ballar,sekerler... Bunca seneden sonra olacak sey degil, bravo sana" demis. Huseyin Bay soyle bir arkasini donup esinin hâla mutfakta oldugunu tespit ettiktan sonra, "sorma birader demis. Ne bali sekeri... 10 yil oluyor bizim hâtunun adini unuttum. Bir turlu cikaramiyorum."
____________________________________________
NEYE BASIYOR?
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?