Tedaviye hazırlanırken ''O AN ' aklıma geldi Google'a yazmak ve meğerse Nazofarenks CA geniz eti kanseriymiş.
Ve İşte ''O An'' gerçekten yer yarılsa da içine girsem kaybolsam dedim...
Ve ben:
Ben 21 yaşındayım. 2009 Aralık'ta 19 yaşındayken aniden sesim değişti, burnum tıkandı ve şiddetli bas ağrısı derken boynumun hem sağında hem solunda ufak tefek misket kadar şeyler türedi birden...
Sonra doktora gittim, ilaç verdi "bir hafta da geçer" dedi ama geçmedi. Sonra tekrar gittim yine ilaç verdi 10 günde geçer dedi ve yine geçmedi...
Ve beni daha büyük bir hasteneye yönlendirdi. Kulak-burun-boğaz doktoru baktı burnuma pek bir şey anlamadı ve film istedi. Aralık ayının son günleriydi, film sonuçları çıktı ve vakit kaybetmeyin doğru Ankara'ya Hacettepe'ye gidin, durum acil dedi...
Ben şok oldum dedim ne oluyor?
Hacettepe'de muayene oldum ve sonra test için burnumun içinden bir et parçası aldılar, canlı canlı kestiler et parçasını oradan ve çok canım yanmıştı...
Test sonuçları geldi, bir hafta sonra ve dediler ki sen radyasyon onkolojisi bölümüne gideceksin, orada tedavi olacaksın... Dedim onkoloji ne demek?
O kadar cahildim ki, bu konularda ve daha önce de bebeklikten beri doktor yüzü görmemiş 90 kilo biriydim!
Test, tümör testi ve sonuç kötü huylu çıktı. Tabi daha sonra öğrendim herşeyi. Sonra gittik onkolojiye ve durumum da acildi tabi (benim birşeyden haberim yok yine) dediler ki 90 gün sonra geleceksin kemoterapi ilacı alacaksın.
Dedim o ne demek ya!?
Tabi babam 90 günü duyunca çıldırdı. Meğerse kanser beni etkisi altına almış benim haberim yokmuş. Sonra biz 90 günü duyunca gittik başka hastaneye. Orada 10 gün sonra tedavi başlar dediler ve hemen yatırdılar. 2010 Şubat tedavim başladı. 38 Seanslık bir tedavi hafta içi her gün, günde sadece 10 dakika sürecek birşey...
Radyoterapi (ışın tedavisi) emar makinelerine benzeyen bir makine...
Kanserli bölgeleri belirleyip, oraya lazerle onaran bir makine. Onarırken kanserli hücreleri öldürürken sağlam hücreleri de mahveden bir makine. (Furkan ne bilsin ne olacağını, genciz diye bize birşey soylemiyro doktorlar)
Gençtim, kiloluydum ve fizik durumum iyiydi (ama gelecekten habersiz) keyfimde iyiydi çünkü sadece basit bir cihaz sandım. Ki zaten kanser olduğumu bile bilmiyordum, burnumda et var diye biliyordum sadece. Meğerse geniz eti kanseriymiş...
Sonra cihaza her gün girmeye başladım. 19 Yaşımda Ankara'da bir başıma kanser tedavisi görüyordum. Ailem başka şehirdeydi ve destekçi kimse yoktu yanımda. Sonra günler geçtikçe cihaz beni esir aldı kendine!
O ne derse o oluyordu yavaş yavaş...
Tümörler burnumun içinde üst kısımda her iki boyunda ve ağzımın içinde iç kısımda bir yerdeydi ve makine oralara ışın veriyordu. İlk zamanlar bir şey olmasa da sonradan o bölgeler hasar almaya basladı... Yemek yiyemez oldum, karnım ağrıdı sürekli mide bulantısı vs. sonra sakallarım ve saçlarımın kenarları döküldü derken birde baktım 60 kiloya düşmüşüm. Yemek yiyemiyorum, yutamıyorum. Hiç bir şey geçmiyor boğazımdan.
2010 Mart sonunda tedavi bitti. Sadece sulu mama tarzı beslenme yapıyordum. Doktorum bunların hepsinin geçici olduğunu, 1 ay sonra düzeleceğimi söyledi ve bir ağrı kesici verdi yolladı bizi eve... Ardından bir de kemoterapi aldım; göğsümün içine stend takıldı ilacın gitmesi için, çünkü 5 gün boyunca sürekli o ilaç damara gidecekti. O kadar lanet bir şeymiş ki bu kadar şeyin üstüne ben artık iyice bittim. Sudan çorbadan kesildim artık ve 50 kiloya düştüm. (Boyum 1.80 cm) Artık bir deri bir kemik kalmıştım, ne dermanım ne de halim kaldı... Biraz bekledik belki bir şeyler içerim diye ama nafile, giderek eriyordum ve tekrar hastaneye yattım. Orada da boğazıma bir şey yapamadılar...
Ve ben artık 41 kiloya düşmüştüm. Sadece kemik yığınıydı vücudum... Artık yapılacak tek şey vardı...
O gün çattı geldi haziran 5. Karnımı delip içine 30 cm bir hortum taktılar, mideye uzanan uç kısmından şırıngayla mama verilmek amaçlı...
Ve bügun 24 eylül 2012 saat 05:00...
Kanseri yendim ilk tedavide, artık tümör yok vücudumda. Şüpheli şeyler hariç. Fakat kanserin etkileri çok büyük oldu; 2010 hazirandan bu yana mideden hortumla besleniyorum... Bırak çorbayı su-cay dahi içemiyorum ve önceden yemeğe çok düşkündüm yemek seçmez her şeyi yerdim...
Arkadaslarımın bazıları universitede, bazıları ış hayatında, bazıları mezun oldu universiteden. Ben halen ugraşıyorum
tedavide o lanet makineden kaynaklı ağzımın içindeki tükürük bezlerim tamamen yandı ve dakika da bir ağzımı su ile çalkalıyorum
Yine o makineden kaynaklı kulaklarımda işitme kaybım var.
Ağzımda tükürük bezi olmadığı için uyurken saatte bir uyanmak zorunda kalıyorum ve yine 2-3 saatte bir wc ye gidiyorum. Sürekli sıvı mama aldığım için idrar yapıyor.
Düzenli uyuyamayınca da yaklaşık 15 saat uyuyorum bazen 24 saat hatta... Ama saatte bir uyanarak...
Normal ağızdan yemek yiyemediğim için vücudum çok dirençsiz, merdiven çıkarken nefes nefese kalıyorum, normal insan gibi yürüyemiyorum, sesim bozuk ve de boğuk, kimse ne dediğimi tam anlamıyor...
Burnumdan nefes almakta çok zorlanıyorum ...
Akciğerim bitik ..
Karnımdakı hortumdan dolayı karnım zaman zaman çok ağrıyor. 2 Yıldır neredeyse; bir şey yemediğim için çenemi açmakta zorlanıyorum ve ağrıyor.
Boynum incecik kaldı ve aşırı sert. Boynumu sağa sola düzgün çeviremiyorum... (Hep o lanet makinenin yüzünden)
Yeri geldi geceleri hep ağladım, Allah'ım neden ben...
Neden yemek yiyemiyorum ben, neden neden neden... Ama hayatın devam ettiğini, yaşamam gerektiğini anladım. Artık daha keyifliyim eskisine göre... 85-90 Kilodan 40 kiloya düştüm tedavide ama şuan 67-68 kiloyum. Beslendiğim mamalarla ve sağolsun annemin verdiği sulu besinlerle kilo aldım ve keyfim de yerine geldi. Çünkü bir aralar 40 kiloydum, aynaya baktığımda sadece kemiklerim vardı vücudumda. Ama şimdi hafif göbeğim bile var...
Diyecegım yaşamak güzel...
Sakın Allah'a isyan etmeyelim çünkü Allah sevdiği kullarına verirmiş hastalığı, derdi, tasayı.
Onları denermiş bakalım bana isyan edeceklermi diye. Ve gerek dünyada gerek öldükten sonra da onlara yaşadıklarının mükafatını verirmiş. Sakın inançsız olmayalım ve dua edelim Allah'ımıza. Her şeyi isteyelim ve onu unutmayalım.
O her yerde - her şeyde - herkesle
FURKAN -- Nazofarenks CA ( GENİZ ETİ KANSERİ )
Ve İşte ''O An'' gerçekten yer yarılsa da içine girsem kaybolsam dedim...
Ve ben:
Ben 21 yaşındayım. 2009 Aralık'ta 19 yaşındayken aniden sesim değişti, burnum tıkandı ve şiddetli bas ağrısı derken boynumun hem sağında hem solunda ufak tefek misket kadar şeyler türedi birden...
Sonra doktora gittim, ilaç verdi "bir hafta da geçer" dedi ama geçmedi. Sonra tekrar gittim yine ilaç verdi 10 günde geçer dedi ve yine geçmedi...
Ve beni daha büyük bir hasteneye yönlendirdi. Kulak-burun-boğaz doktoru baktı burnuma pek bir şey anlamadı ve film istedi. Aralık ayının son günleriydi, film sonuçları çıktı ve vakit kaybetmeyin doğru Ankara'ya Hacettepe'ye gidin, durum acil dedi...
Ben şok oldum dedim ne oluyor?
Hacettepe'de muayene oldum ve sonra test için burnumun içinden bir et parçası aldılar, canlı canlı kestiler et parçasını oradan ve çok canım yanmıştı...
Test sonuçları geldi, bir hafta sonra ve dediler ki sen radyasyon onkolojisi bölümüne gideceksin, orada tedavi olacaksın... Dedim onkoloji ne demek?
O kadar cahildim ki, bu konularda ve daha önce de bebeklikten beri doktor yüzü görmemiş 90 kilo biriydim!
Test, tümör testi ve sonuç kötü huylu çıktı. Tabi daha sonra öğrendim herşeyi. Sonra gittik onkolojiye ve durumum da acildi tabi (benim birşeyden haberim yok yine) dediler ki 90 gün sonra geleceksin kemoterapi ilacı alacaksın.
Dedim o ne demek ya!?
Tabi babam 90 günü duyunca çıldırdı. Meğerse kanser beni etkisi altına almış benim haberim yokmuş. Sonra biz 90 günü duyunca gittik başka hastaneye. Orada 10 gün sonra tedavi başlar dediler ve hemen yatırdılar. 2010 Şubat tedavim başladı. 38 Seanslık bir tedavi hafta içi her gün, günde sadece 10 dakika sürecek birşey...
Radyoterapi (ışın tedavisi) emar makinelerine benzeyen bir makine...
Kanserli bölgeleri belirleyip, oraya lazerle onaran bir makine. Onarırken kanserli hücreleri öldürürken sağlam hücreleri de mahveden bir makine. (Furkan ne bilsin ne olacağını, genciz diye bize birşey soylemiyro doktorlar)
Gençtim, kiloluydum ve fizik durumum iyiydi (ama gelecekten habersiz) keyfimde iyiydi çünkü sadece basit bir cihaz sandım. Ki zaten kanser olduğumu bile bilmiyordum, burnumda et var diye biliyordum sadece. Meğerse geniz eti kanseriymiş...
Sonra cihaza her gün girmeye başladım. 19 Yaşımda Ankara'da bir başıma kanser tedavisi görüyordum. Ailem başka şehirdeydi ve destekçi kimse yoktu yanımda. Sonra günler geçtikçe cihaz beni esir aldı kendine!
O ne derse o oluyordu yavaş yavaş...
Tümörler burnumun içinde üst kısımda her iki boyunda ve ağzımın içinde iç kısımda bir yerdeydi ve makine oralara ışın veriyordu. İlk zamanlar bir şey olmasa da sonradan o bölgeler hasar almaya basladı... Yemek yiyemez oldum, karnım ağrıdı sürekli mide bulantısı vs. sonra sakallarım ve saçlarımın kenarları döküldü derken birde baktım 60 kiloya düşmüşüm. Yemek yiyemiyorum, yutamıyorum. Hiç bir şey geçmiyor boğazımdan.
2010 Mart sonunda tedavi bitti. Sadece sulu mama tarzı beslenme yapıyordum. Doktorum bunların hepsinin geçici olduğunu, 1 ay sonra düzeleceğimi söyledi ve bir ağrı kesici verdi yolladı bizi eve... Ardından bir de kemoterapi aldım; göğsümün içine stend takıldı ilacın gitmesi için, çünkü 5 gün boyunca sürekli o ilaç damara gidecekti. O kadar lanet bir şeymiş ki bu kadar şeyin üstüne ben artık iyice bittim. Sudan çorbadan kesildim artık ve 50 kiloya düştüm. (Boyum 1.80 cm) Artık bir deri bir kemik kalmıştım, ne dermanım ne de halim kaldı... Biraz bekledik belki bir şeyler içerim diye ama nafile, giderek eriyordum ve tekrar hastaneye yattım. Orada da boğazıma bir şey yapamadılar...
Ve ben artık 41 kiloya düşmüştüm. Sadece kemik yığınıydı vücudum... Artık yapılacak tek şey vardı...
O gün çattı geldi haziran 5. Karnımı delip içine 30 cm bir hortum taktılar, mideye uzanan uç kısmından şırıngayla mama verilmek amaçlı...
Ve bügun 24 eylül 2012 saat 05:00...
Kanseri yendim ilk tedavide, artık tümör yok vücudumda. Şüpheli şeyler hariç. Fakat kanserin etkileri çok büyük oldu; 2010 hazirandan bu yana mideden hortumla besleniyorum... Bırak çorbayı su-cay dahi içemiyorum ve önceden yemeğe çok düşkündüm yemek seçmez her şeyi yerdim...
Arkadaslarımın bazıları universitede, bazıları ış hayatında, bazıları mezun oldu universiteden. Ben halen ugraşıyorum
tedavide o lanet makineden kaynaklı ağzımın içindeki tükürük bezlerim tamamen yandı ve dakika da bir ağzımı su ile çalkalıyorum
Yine o makineden kaynaklı kulaklarımda işitme kaybım var.
Ağzımda tükürük bezi olmadığı için uyurken saatte bir uyanmak zorunda kalıyorum ve yine 2-3 saatte bir wc ye gidiyorum. Sürekli sıvı mama aldığım için idrar yapıyor.
Düzenli uyuyamayınca da yaklaşık 15 saat uyuyorum bazen 24 saat hatta... Ama saatte bir uyanarak...
Normal ağızdan yemek yiyemediğim için vücudum çok dirençsiz, merdiven çıkarken nefes nefese kalıyorum, normal insan gibi yürüyemiyorum, sesim bozuk ve de boğuk, kimse ne dediğimi tam anlamıyor...
Burnumdan nefes almakta çok zorlanıyorum ...
Akciğerim bitik ..
Karnımdakı hortumdan dolayı karnım zaman zaman çok ağrıyor. 2 Yıldır neredeyse; bir şey yemediğim için çenemi açmakta zorlanıyorum ve ağrıyor.
Boynum incecik kaldı ve aşırı sert. Boynumu sağa sola düzgün çeviremiyorum... (Hep o lanet makinenin yüzünden)
Yeri geldi geceleri hep ağladım, Allah'ım neden ben...
Neden yemek yiyemiyorum ben, neden neden neden... Ama hayatın devam ettiğini, yaşamam gerektiğini anladım. Artık daha keyifliyim eskisine göre... 85-90 Kilodan 40 kiloya düştüm tedavide ama şuan 67-68 kiloyum. Beslendiğim mamalarla ve sağolsun annemin verdiği sulu besinlerle kilo aldım ve keyfim de yerine geldi. Çünkü bir aralar 40 kiloydum, aynaya baktığımda sadece kemiklerim vardı vücudumda. Ama şimdi hafif göbeğim bile var...
Diyecegım yaşamak güzel...
Sakın Allah'a isyan etmeyelim çünkü Allah sevdiği kullarına verirmiş hastalığı, derdi, tasayı.
Onları denermiş bakalım bana isyan edeceklermi diye. Ve gerek dünyada gerek öldükten sonra da onlara yaşadıklarının mükafatını verirmiş. Sakın inançsız olmayalım ve dua edelim Allah'ımıza. Her şeyi isteyelim ve onu unutmayalım.
O her yerde - her şeyde - herkesle
FURKAN -- Nazofarenks CA ( GENİZ ETİ KANSERİ )