Ön dişlerimin de hiçbiri yoktu. Kamışla besleniyordum bu tabir gerçek sanırım. Peki ne mi olmuştu?
Büyükada'da bir butik otelden sorumluydum. Esra Erol'un sahibi olduğu otel. Yani geceleri çalıştırıyor resepsiyona ve lobby'ye bakıyordum. Sigortasız çalışıyordum üstelik. Gece 2'de uzanıp kestiriyordum oteli kilitleyip müşteriler gibi bende. O gecenin öncesi müşteri lobby de sabahladı içki içti bende uyuyamadım hali ile sabah kahvaltı saatinde gündüz çalışanın çocuğumu ne hastalanmış (esra erol'un eltisi olur kendisi aynı zamanda) bana sen hem gündüz hem gece çalıştır Salihçim dediler. tamam dedim demez olaydım. O gün bitmedi yorgunluktan ölmek üzereydim gece ne olur gece olsun uyumak istiyorum diyordum. gece iki de uzandım yatağa. Yatacakken ayak yoluna gidesim geldi merdivenlerden lobbye indiğimi hatırlıyorum. Sonra acilde uyandım işte ailem kimse yok yanımda. Her yerim sargı. Kolumda 3 adet platin var 10 saattir narkozdayım. yüzüm öyle bir deformasyon olmuş ki sadece gözlerimi tanıyabiliyorum.
- Ne oldu ben neden burdayım dedim?
- Hemşire bizde bilmiyoruz. Ambulans getirdi seni, daha önce bir hastalığın var mıydı?
- Hayır.
- Telefonum nerde?
- Bilmiyoruz, istersen aileni yakınını arayabilirsin telefonunu söyle biz ararız.
- Aklıma getiremiyorum şuan, ne olmuş yüzüme koluma ne hale gelmişim ben.?(Ağlıyorum, orda halime konuşamıyorum doğru düzgün)
- Kolun ve köprücük kemiğin kırıktı platin takıldı. yüzünün üstüne darbe almışsın burnun kırılmış dudağın yarılmış ve yüzüne birşey girmiş dikildi. vücudunuzda kesikler vardı pansuman ve dikişler atıldı.
Polis geldi daha sonra içeri heh dedim şimdi belli olur bana ne olduğu.
- Geçmiş olsun kardeş. Bize ne olduğunu anlatır mısın?
- Ne? Bende sizden onu soracaktım memur bey. Beni nerden aldınız oteldeydim ben değil mi?
- Dostum seni Büyükada kapısı kilitli bir otelin camı kırık içeri girmeye çalışırken bayılmış halde bulmuşlar etrafın kan bulunduğun yer kan kaplıymış. Şimdi otelde Gürcistan'lı bir kadın var temizlikçi dilimizi anlamıyor kamera görüntülerine bakacağız otel yetkilisini bekliyoruz. Seni biri etkisiz hale getirmiş öyle değil mi?
- Abi o oteli ben işletiyordum. 4 Saat uyudum sabah eve gittim uyku tutmadı yaz sıcağında akşam işe geldim gece de müşteri uyutmadı. Sabah oldu gündüzcü gelmedi. gece uyuyacaktım burda uyandım. BEn 48 saatten fazla iş gücü yaptım uyumadan.
Daha sonra bana imza attırdılar. Annemin telefonu aklıma geldi yavaş yavaş kendime geliyordum. Ailem geldi nerdesin sen bu ne hal deyip şaşkınlıktan ne diyeceklerini bilemediler. Sonra kamera görüntüleri belli oldu ben yuvarlanıp otelden dışarı fırlamışım masalara falan çarpıp kapıdan geçerken durmuşum. Bu görüntüleri de vermediler bana. Doktor istedi yine de silindi dediler. Bırakın hastaneye gelip geçmiş olsun demeyi beni; ''UYUŞTURUCU MADDE'' mi aldın şeklinde suçladılar. İşi bıraktım ve epilepsy nöbeti geçirip bayıldığım merdivenlerin şiddeti ile hızlanıp 4 metre öteye çarparak gittiğim anlaşıldı. Şuan çok şükür iyiyim. Nöbette geçirmiyorum. Evli idim yaşadığım travmalar esnasın da eski eşimin bana;
- Neden bana Sara hastası olduğunu söylemedin. Zaten evlendiğimiz gece uyurken garip hareketler yapmıştın. Söylemedim bana inanmazsın diye!
Demesi ile evliliğimiz bitmiş oldu.
Benden neden bu hayati bilgiyi saklamıştı ki? Bilinmez..
Ve evlilik hayatımız bitti eşimle anlaşarak ayrıldık. 2 yaşındaki oğlumu da velayeti ile bana verdi bakamam. Zaten bu hastalık genetikmiş diyerek uzaklaştı birden. Şuan oğlumla başbaşa müthiş bir hayatımız var 5 yaşında ana okuluna gidiyor. Ben Grafik Tasarımcısı olarak çalışıyorum. Eski eşim ise topallıyormuş felç geçirmiş stend takılmış ve hiper tansiyonla mücadele ediyormuş. Şimdi buna bir yanım üzülürken bir yanım sen çok büyüksün Allah'ım diyor.
Epilepsy olan kişilere selam olsun..
Okuyanların değerli vakitleri için çok teşekkürler. Biraz uzun yazdım, yazarım da aynı zamanda helal edin hakkınızı...
Not: Hayatımız zor değil düzenli ilaç, Stress'ten uzak ve mutluluk ile kontrol hep bizde herkese hayırlı bir eş dileğiyle...
Büyükada'da bir butik otelden sorumluydum. Esra Erol'un sahibi olduğu otel. Yani geceleri çalıştırıyor resepsiyona ve lobby'ye bakıyordum. Sigortasız çalışıyordum üstelik. Gece 2'de uzanıp kestiriyordum oteli kilitleyip müşteriler gibi bende. O gecenin öncesi müşteri lobby de sabahladı içki içti bende uyuyamadım hali ile sabah kahvaltı saatinde gündüz çalışanın çocuğumu ne hastalanmış (esra erol'un eltisi olur kendisi aynı zamanda) bana sen hem gündüz hem gece çalıştır Salihçim dediler. tamam dedim demez olaydım. O gün bitmedi yorgunluktan ölmek üzereydim gece ne olur gece olsun uyumak istiyorum diyordum. gece iki de uzandım yatağa. Yatacakken ayak yoluna gidesim geldi merdivenlerden lobbye indiğimi hatırlıyorum. Sonra acilde uyandım işte ailem kimse yok yanımda. Her yerim sargı. Kolumda 3 adet platin var 10 saattir narkozdayım. yüzüm öyle bir deformasyon olmuş ki sadece gözlerimi tanıyabiliyorum.
- Ne oldu ben neden burdayım dedim?
- Hemşire bizde bilmiyoruz. Ambulans getirdi seni, daha önce bir hastalığın var mıydı?
- Hayır.
- Telefonum nerde?
- Bilmiyoruz, istersen aileni yakınını arayabilirsin telefonunu söyle biz ararız.
- Aklıma getiremiyorum şuan, ne olmuş yüzüme koluma ne hale gelmişim ben.?(Ağlıyorum, orda halime konuşamıyorum doğru düzgün)
- Kolun ve köprücük kemiğin kırıktı platin takıldı. yüzünün üstüne darbe almışsın burnun kırılmış dudağın yarılmış ve yüzüne birşey girmiş dikildi. vücudunuzda kesikler vardı pansuman ve dikişler atıldı.
Polis geldi daha sonra içeri heh dedim şimdi belli olur bana ne olduğu.
- Geçmiş olsun kardeş. Bize ne olduğunu anlatır mısın?
- Ne? Bende sizden onu soracaktım memur bey. Beni nerden aldınız oteldeydim ben değil mi?
- Dostum seni Büyükada kapısı kilitli bir otelin camı kırık içeri girmeye çalışırken bayılmış halde bulmuşlar etrafın kan bulunduğun yer kan kaplıymış. Şimdi otelde Gürcistan'lı bir kadın var temizlikçi dilimizi anlamıyor kamera görüntülerine bakacağız otel yetkilisini bekliyoruz. Seni biri etkisiz hale getirmiş öyle değil mi?
- Abi o oteli ben işletiyordum. 4 Saat uyudum sabah eve gittim uyku tutmadı yaz sıcağında akşam işe geldim gece de müşteri uyutmadı. Sabah oldu gündüzcü gelmedi. gece uyuyacaktım burda uyandım. BEn 48 saatten fazla iş gücü yaptım uyumadan.
Daha sonra bana imza attırdılar. Annemin telefonu aklıma geldi yavaş yavaş kendime geliyordum. Ailem geldi nerdesin sen bu ne hal deyip şaşkınlıktan ne diyeceklerini bilemediler. Sonra kamera görüntüleri belli oldu ben yuvarlanıp otelden dışarı fırlamışım masalara falan çarpıp kapıdan geçerken durmuşum. Bu görüntüleri de vermediler bana. Doktor istedi yine de silindi dediler. Bırakın hastaneye gelip geçmiş olsun demeyi beni; ''UYUŞTURUCU MADDE'' mi aldın şeklinde suçladılar. İşi bıraktım ve epilepsy nöbeti geçirip bayıldığım merdivenlerin şiddeti ile hızlanıp 4 metre öteye çarparak gittiğim anlaşıldı. Şuan çok şükür iyiyim. Nöbette geçirmiyorum. Evli idim yaşadığım travmalar esnasın da eski eşimin bana;
- Neden bana Sara hastası olduğunu söylemedin. Zaten evlendiğimiz gece uyurken garip hareketler yapmıştın. Söylemedim bana inanmazsın diye!
Demesi ile evliliğimiz bitmiş oldu.
Benden neden bu hayati bilgiyi saklamıştı ki? Bilinmez..
Ve evlilik hayatımız bitti eşimle anlaşarak ayrıldık. 2 yaşındaki oğlumu da velayeti ile bana verdi bakamam. Zaten bu hastalık genetikmiş diyerek uzaklaştı birden. Şuan oğlumla başbaşa müthiş bir hayatımız var 5 yaşında ana okuluna gidiyor. Ben Grafik Tasarımcısı olarak çalışıyorum. Eski eşim ise topallıyormuş felç geçirmiş stend takılmış ve hiper tansiyonla mücadele ediyormuş. Şimdi buna bir yanım üzülürken bir yanım sen çok büyüksün Allah'ım diyor.
Epilepsy olan kişilere selam olsun..
Okuyanların değerli vakitleri için çok teşekkürler. Biraz uzun yazdım, yazarım da aynı zamanda helal edin hakkınızı...
Not: Hayatımız zor değil düzenli ilaç, Stress'ten uzak ve mutluluk ile kontrol hep bizde herkese hayırlı bir eş dileğiyle...