İyi günler,
09 Nisan 2009 tarihinde Z.burnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı ile ilgili müdürlerin katılımı ile birlikte bir toplantı yapıldı.
+Gözder başkanı Kerim Bey ortopedik özürlüler için alınan tedbirlerin amaların yaşamlarını, yollarda gidiş gelişlerini iyi hale getirmediğinden bahisle bazı haklı şikayetlerde bulundu. Özellikle yollardaki saksı ve çiçeklikler ile ağaçların amaları yara bere içerisinde bıraktığını dile getirdi. Cilalı kaldırımlardan şikayetçi oldu. Kaldırımlarda ortopedik özürlü arkadaşları engellemeyecek mahiyette 1 veya 2 cm yüksekliğinde klavuz çizgiler olmasının gerektiğini dile getirdi.
+OMFD başkanı Ramazan Bey ve Kas Hastalıkları Derneği başkan yardımcısı Cengizhan Bey de alt ve üst geçitler, metrobüs, kaldırımlar,metro vs vs gibi klasik dertlerimizi dile getirerek laf değil icraat beklendiğini ifade ettiler.
+Cemal Merdan bey ilk özürlü tuvaleti yaptırtanın kendisi olduğunu söyleyerek bunun devamının getirilmesini ve şehre bol miktarda özürlülerin kullanımı için wc yapılmasını istedi.
+K.çekmece Belediyesinde görevli ortopedik özürlü Ayhan arkadaşımız da IBB’nin bir kural koyucu ve standart belirleyici olarak ortaya çıkmasının vaktinin geldiğini ve özellikle de ilçe belediyelerinin icraatlarının bu standarda uygun olmaması durumunda düzenlemenin iptal edilmesi veya engellenmesi gerektiğini talep etti. Bu bizlerin uzun zamandır dile getirdiğimiz belediye düzenleme veya izinlerinde ağırlıklı olarak özürlülerden kurulmuş bir komisyonun izninin aranması şeklindeki talebimizle hemen hemen aynı mahiyette bir talep denilebilir. “IBB’nin ilçe belediyeleri üzerinde herhangi bir denetim yetkisinin bulunmadığı” gerekçesi ile tabii ki bu en önemli talep anında gerçekleşmesi mümkün olmayan bir talep olarak değerlendirildi. Bu arkadaşımız çim yerine ayrık otu dikilerek tasarruf edilecek tutarın sakatlar için kullanılmasını önerdiğinde Park Ve Bahçeler Md.rü her ikisi arasında çok da önemli bir fiyat farkı olmadığını ve dikkate şayan ciddi bir tasarrufun olamayacağını bildirdi.
+Bir diğer önemli husus da mezarlıklar konusu idi. Arkadaşlarımız ölen yakınlarını ziyarette sıkıntıyla karşılaştıklarını belirterek mezarlıkların özellikle tekerlekli iskemlenin rahatlıkla sürülebilir hale getirilmesini istediler. Belediye yetkilileri bu konu üzerinde son derece hassasiyetle durduklarını ifade ederek 80-100 yıllık mezarlık kültürünün maalesef bir anda değiştirilemediğini, yeni mezarlıklarda bu hususa “olmaz ise olmaz” bakış açısı ile dikkat ettiklerini ancak Karacaahmet veya Zincirlikuyu gibi eski mezarlıklarda bu tür düzenlemelerin imkansız olduğunu zira bu tür düzenlemelerin yapılabilmesi için bazı mezarların istimlak edilmesi gerektiğini ancak kimsenin ölülerinin yerlerinin istimlak edilmesine ve ölülerinin başka yere nakledilmesine onay vermediğini dile getirdiler. Dolayısıyla eski mezarlıklarda bu sorunun aşılmasının çok zor olduğunu dile getirdiler.
İBB yetkilileri bir vesile ile İstanbul’da dikilen laleler için yapılan masrafın toplam 2,5 trilyon olduğunu ve Park ve Bahçeler Md.nün bütçesi dikkate alındığında bu tutarın önemli bir yer tutmadığını ifade etti. Keza bu hafta sonu başlayacak Lale Festivali çerçevesinde Emirgan Korusunda “özürlü wc” işinin mutlaka çözülmesi gerektiğini Park ve Bahçeler Müdürü bizzat kendisi ifade etti. Yani Emirgan’a gidecek olan arkadaşlarımız tuvalet ihtiyacı için bir wc bulamaz ise ltf çekinmeden utanmadan IBB Park Ve Bahçeler Müdürünü protesto etsin, hatta söylesin bizler de hem kendisine hem de IBB başkanı Sn.Kadir Topbaş Bey’e protesto maili yollayalım zira wc işi bizler için en önemli bir ihtiyaç.
Park ve Bahçeler Müdürü beyefendi keza talep halinde özürlüler için dizayn edilmiş fitness aletleri ve çocuk oyun takımının istenilen yere (yer tabii uygun ise) yerleştirildiğini belirtti ve bu konuda Yakacık/Uğur Mumcu semtinde yaptıkları bir uygulamayı örnek gösterdi. Sitede oturan bir bayan sakat çocuğu için bir özürlü oyun aletleri istemiş site bahçesine ve IBB de talebi uygun bularak yerleştirmiş. Takım olarak 230 özürlü fitness takımı ve 67 adet de özürlü oyun takımı İstanbul genelinde yerleştirilmiş. Bunlar bir takım diyor ilgili müdür ve her takımda en az 3-4 oyun veya fitness parçasının bulunduğunu ifade ediyor. Yani arkadaşlar sakat çocuğu olan kimseler ltf çekinmeden IBB Park Ve Bahçeler Müdürlüğüne müracaat ederek ve uygun yer de göstererek bu oyun setlerinden talep etsin. IBB sağ olsun bu konuda son derece hassas olduklarını dile getiriyor.
Felçi arkadaşlar kendilerinde his kaybı olduğundan bahisle park ve bahçelerdeki kene musibeti ile nasıl baş edileceği sorduklarında ilgili müdür bey park ve bahçelerin keneye karşı ilaçlandığını ve herkesin korkusuzca çayıra çimene yayılabileceğini ifade etti.
Bu arada özürlü olmasına rağmen bazı özürlülere özürlü araç plakası verilmiyor biliyorsunuz. Mesela kendimden örnek vereyim. Sol ayağım felçli, her zaman değil ama kimi günler koltuk değneği kullanmak zorunda kalıyorum. Onsuz yürüyemiyorum. Lakin devlet baba kalkıyor bana senin özel tertibatlı araba kullanmana gerek yok diyor ve böyle dediği için de sakat plakası vermiyorlar. İyi hoş vermesinler de böyle olunca ben de bu durumda özürlülere tanınan haklardan istifade edemiyorum. Park konusunda sıkıntı çekiyorum. Mesela Eminönü’nde vapur iskeleleri karşısında belediyenin katlı otoparkı var. Vallahi billahi kaç kere ayağımı camdan çıkarıp adamın gözüne sokmak suretiyle sakat olduğuma görevliyi ikna edebildim. Adam direkt plakaya bakıyor ve plakada işaret yok ise adam seni anlamıyor, derdini anlatamıyorsun mahlukata. Sıkıntılar yaşanıyor. Bu sıkıntılar genellikle diyalog yolu ile aşılmaya çalışılıyor ama neticede bir küfe dil dökmeniz gerekiyor haliniz ortada olmasına rağmen. Nitekim K.çekmece belediyesinden toplantıya gelen arkadaşımız da benim gibi bu dertten muzdarip bir arkadaşımız. Lakin onlar bir nebze de olsa işin çözümünü bulmuşlar kocaman kocaman GÖRMEK İSTEMEYENLERİN BİLE GÖREBİLECEĞİ CİNSTEN sakatlar için otopark kartı bastırmışlar ve arabanın ön ve arka camına yapıştırmışlar. Diyorlar ki “ey yetkili, ey benim yerime karar veren adam, ey sakatın çektiği çileyi bilmeyen kara cahil; sen beni sakat olarak değerlendirmiyorsun ve sakatlara mahsus plaka vermiyorsun ama GÖZLERİNİ AÇ VE GÖR BENİM AYAĞIM SAKAT, DEĞNEKLE ZAR ZOR YÜRÜYORUM. Bu uygulama benim şahsen çok hoşuma gitti. Madem sakatlar park konusunda bir avantaja sahip, o zaman bu avantajı neden devletin körlüğü ve vurdumduymazlığı yüzünden kaybetsin ki? Benim Sakatlar derneğinden aldığım bir otopark kartım var ama ufak tefek bir şey. Şimdi bu arkadaş gelecek toplantıda bana bu kartlardan getirecek ve ben de arabamın ön ve arkasına bunu koyacağım. Bu vesileyle mesela belediyeler hakikaten sakat olup da kanunların saçmalığı yüzünden plakasına işaret koydurtamanlar için böyle bir kart uygulaması yapsalar fena mı olur? Bunu ileride belediyenin trafik ile ilgili müdürlüğü ile bir toplantı yapıldığında inşallah dile getireceğim. Benzer durumda olan arkadaşlar da mesela kendi şehirlerinde veya ilçe belediyelerinde böyle bir girişimde bulunabilirler mesela.
Daha önce katılmış olduğumuz toplantılarda ve belediye yetkilileri ile tertip edilen toplantıların hemen hemen tamamında bizler belediyeden bir şey istiyoruz ve diyoruz ki bizlerin yaşam standardını ilgilendiren konularda bizlerin de söz hakkı olsun. Mesela yapılacak yeni bir düzenleme kıyısından veya köşesinden de olsa biz sakatların yaşam kalitesi ile ilgili olacak ise karar mekanizması içerisinde biz de bulunalım. Aramızda mimar da var, mühendis de, avukat da, yönetici de. Yani biz sakatlar o kadar da cahil insanlar değiliz, iyi kötü okuyabilmek şansını yakalamışlarımız da var içimizde. Ama belediye bu talebimize kesinlikle hiçbir surette yanaşmıyor. Yanaşmamasının kanımca iki sebebi var ki zaten bunun ilki olan işlerin yavaşlama riskini kendileri de dile getiriyorlar. Diyorlar ki her projenin sakatlar tarafından oluşturulacak bir komisyon tarafından onaylanması işleri yavaşlatır. Bence bu son derece saçma mantık. Şayet benim sizin yani hepimizin kalitesi için bir proje iki gün üç gün gecikecekse geciksin, kimse 2-3 günlük bir gecikmeden ötürü ölmemiştir. Lakin bu ilk sebepten başka dile getirilmeyen bir başka sebep daha var gibi geliyor bana. O da belediyenin inisiyatifi elinden bırakmak istememesi. Yani belediye ipler benim elimde olsun istiyor. Oysa kimsenin ipleri belediyenin elinden almak gibi bir amacı yok, burada amaçlanan toplumun %12’sini teşkil eden sakatların mağduriyetinin bir nebze de olsa giderilmesi. Kimse derdi çekmeden o derdi anlayamaz. Koltukta oturup da bizim sıkıntımızı uzaktan tahmin etmek mümkün değil. Ben bile zaman geliyor bir kör arkadaşımın sıkıntısını anlayamıyorum. Aklıma gelmeyen şeyler çıkıyor ortaya, benim düşünemediğin sıkıntılar yaşıyorlarmış ama arkadaşlar. Lakin yöneticilerimiz ne yazık ki bizim için ahkam kesip kendi uygun bulduklarını bize empoze etmeye devam ediyorlar ne yazık ki. İnsan fesatça düşünmeye kalkarsa bu özürlü komisyonuna karşı çıkılmasının arkasında acaba sadece “iplerin bırakılmak istenmemesi mi var yoksa işin içinde rantı paylaşmak istememek gibi başka hesaplar da mı var” diye de düşünebilir. Böyle bir şeyi düşünmek istemiyorum lakin şeytan bu insanın aklına her türlü pisliği getiriyor ne yazık ki.
Velhasıl dünkü toplantı ile ilgili gelişmeler bu şekilde.
Herkese hürmetler.
09 Nisan 2009 tarihinde Z.burnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı ile ilgili müdürlerin katılımı ile birlikte bir toplantı yapıldı.
ERİŞİLEBİLİR İSTANBUL 6. KOORDİNASYON TOPLANTISI
Tarih - Saat: 09 Nisan 2009 - 10:00 / 12:00
Yer: Zeytinburnu Sosyal Tesisleri
TOPLANTI GÜNDEM BAŞLIKLARI
1) Açılış Konuşması
2) Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Faaliyet Sunumu ( Daire Başkanı Sn. İbrahim Demir)
3) Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığına bağlı müdürlüklerin sunumları
a) Park ve Bahçeler Müdürlüğü
b) Çevre Koruma Müdürlüğü
4) Görüş, öneri ve talepler
5) Görüş, öneri ve taleplere Verilen Cevaplar
6) Kapanış
Toplantıya biz sakatlarla ilgili bazı dernek temsilcileri de katıldı. Konuşulan konular dile getirilen sıkıntılar hep aynı olmakla beraber burada yine bir tekrarlamakta yarar var:Tarih - Saat: 09 Nisan 2009 - 10:00 / 12:00
Yer: Zeytinburnu Sosyal Tesisleri
TOPLANTI GÜNDEM BAŞLIKLARI
1) Açılış Konuşması
2) Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Faaliyet Sunumu ( Daire Başkanı Sn. İbrahim Demir)
3) Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığına bağlı müdürlüklerin sunumları
a) Park ve Bahçeler Müdürlüğü
b) Çevre Koruma Müdürlüğü
4) Görüş, öneri ve talepler
5) Görüş, öneri ve taleplere Verilen Cevaplar
6) Kapanış
+Gözder başkanı Kerim Bey ortopedik özürlüler için alınan tedbirlerin amaların yaşamlarını, yollarda gidiş gelişlerini iyi hale getirmediğinden bahisle bazı haklı şikayetlerde bulundu. Özellikle yollardaki saksı ve çiçeklikler ile ağaçların amaları yara bere içerisinde bıraktığını dile getirdi. Cilalı kaldırımlardan şikayetçi oldu. Kaldırımlarda ortopedik özürlü arkadaşları engellemeyecek mahiyette 1 veya 2 cm yüksekliğinde klavuz çizgiler olmasının gerektiğini dile getirdi.
+OMFD başkanı Ramazan Bey ve Kas Hastalıkları Derneği başkan yardımcısı Cengizhan Bey de alt ve üst geçitler, metrobüs, kaldırımlar,metro vs vs gibi klasik dertlerimizi dile getirerek laf değil icraat beklendiğini ifade ettiler.
+Cemal Merdan bey ilk özürlü tuvaleti yaptırtanın kendisi olduğunu söyleyerek bunun devamının getirilmesini ve şehre bol miktarda özürlülerin kullanımı için wc yapılmasını istedi.
+K.çekmece Belediyesinde görevli ortopedik özürlü Ayhan arkadaşımız da IBB’nin bir kural koyucu ve standart belirleyici olarak ortaya çıkmasının vaktinin geldiğini ve özellikle de ilçe belediyelerinin icraatlarının bu standarda uygun olmaması durumunda düzenlemenin iptal edilmesi veya engellenmesi gerektiğini talep etti. Bu bizlerin uzun zamandır dile getirdiğimiz belediye düzenleme veya izinlerinde ağırlıklı olarak özürlülerden kurulmuş bir komisyonun izninin aranması şeklindeki talebimizle hemen hemen aynı mahiyette bir talep denilebilir. “IBB’nin ilçe belediyeleri üzerinde herhangi bir denetim yetkisinin bulunmadığı” gerekçesi ile tabii ki bu en önemli talep anında gerçekleşmesi mümkün olmayan bir talep olarak değerlendirildi. Bu arkadaşımız çim yerine ayrık otu dikilerek tasarruf edilecek tutarın sakatlar için kullanılmasını önerdiğinde Park Ve Bahçeler Md.rü her ikisi arasında çok da önemli bir fiyat farkı olmadığını ve dikkate şayan ciddi bir tasarrufun olamayacağını bildirdi.
+Bir diğer önemli husus da mezarlıklar konusu idi. Arkadaşlarımız ölen yakınlarını ziyarette sıkıntıyla karşılaştıklarını belirterek mezarlıkların özellikle tekerlekli iskemlenin rahatlıkla sürülebilir hale getirilmesini istediler. Belediye yetkilileri bu konu üzerinde son derece hassasiyetle durduklarını ifade ederek 80-100 yıllık mezarlık kültürünün maalesef bir anda değiştirilemediğini, yeni mezarlıklarda bu hususa “olmaz ise olmaz” bakış açısı ile dikkat ettiklerini ancak Karacaahmet veya Zincirlikuyu gibi eski mezarlıklarda bu tür düzenlemelerin imkansız olduğunu zira bu tür düzenlemelerin yapılabilmesi için bazı mezarların istimlak edilmesi gerektiğini ancak kimsenin ölülerinin yerlerinin istimlak edilmesine ve ölülerinin başka yere nakledilmesine onay vermediğini dile getirdiler. Dolayısıyla eski mezarlıklarda bu sorunun aşılmasının çok zor olduğunu dile getirdiler.
İBB yetkilileri bir vesile ile İstanbul’da dikilen laleler için yapılan masrafın toplam 2,5 trilyon olduğunu ve Park ve Bahçeler Md.nün bütçesi dikkate alındığında bu tutarın önemli bir yer tutmadığını ifade etti. Keza bu hafta sonu başlayacak Lale Festivali çerçevesinde Emirgan Korusunda “özürlü wc” işinin mutlaka çözülmesi gerektiğini Park ve Bahçeler Müdürü bizzat kendisi ifade etti. Yani Emirgan’a gidecek olan arkadaşlarımız tuvalet ihtiyacı için bir wc bulamaz ise ltf çekinmeden utanmadan IBB Park Ve Bahçeler Müdürünü protesto etsin, hatta söylesin bizler de hem kendisine hem de IBB başkanı Sn.Kadir Topbaş Bey’e protesto maili yollayalım zira wc işi bizler için en önemli bir ihtiyaç.
Park ve Bahçeler Müdürü beyefendi keza talep halinde özürlüler için dizayn edilmiş fitness aletleri ve çocuk oyun takımının istenilen yere (yer tabii uygun ise) yerleştirildiğini belirtti ve bu konuda Yakacık/Uğur Mumcu semtinde yaptıkları bir uygulamayı örnek gösterdi. Sitede oturan bir bayan sakat çocuğu için bir özürlü oyun aletleri istemiş site bahçesine ve IBB de talebi uygun bularak yerleştirmiş. Takım olarak 230 özürlü fitness takımı ve 67 adet de özürlü oyun takımı İstanbul genelinde yerleştirilmiş. Bunlar bir takım diyor ilgili müdür ve her takımda en az 3-4 oyun veya fitness parçasının bulunduğunu ifade ediyor. Yani arkadaşlar sakat çocuğu olan kimseler ltf çekinmeden IBB Park Ve Bahçeler Müdürlüğüne müracaat ederek ve uygun yer de göstererek bu oyun setlerinden talep etsin. IBB sağ olsun bu konuda son derece hassas olduklarını dile getiriyor.
Felçi arkadaşlar kendilerinde his kaybı olduğundan bahisle park ve bahçelerdeki kene musibeti ile nasıl baş edileceği sorduklarında ilgili müdür bey park ve bahçelerin keneye karşı ilaçlandığını ve herkesin korkusuzca çayıra çimene yayılabileceğini ifade etti.
Bu arada özürlü olmasına rağmen bazı özürlülere özürlü araç plakası verilmiyor biliyorsunuz. Mesela kendimden örnek vereyim. Sol ayağım felçli, her zaman değil ama kimi günler koltuk değneği kullanmak zorunda kalıyorum. Onsuz yürüyemiyorum. Lakin devlet baba kalkıyor bana senin özel tertibatlı araba kullanmana gerek yok diyor ve böyle dediği için de sakat plakası vermiyorlar. İyi hoş vermesinler de böyle olunca ben de bu durumda özürlülere tanınan haklardan istifade edemiyorum. Park konusunda sıkıntı çekiyorum. Mesela Eminönü’nde vapur iskeleleri karşısında belediyenin katlı otoparkı var. Vallahi billahi kaç kere ayağımı camdan çıkarıp adamın gözüne sokmak suretiyle sakat olduğuma görevliyi ikna edebildim. Adam direkt plakaya bakıyor ve plakada işaret yok ise adam seni anlamıyor, derdini anlatamıyorsun mahlukata. Sıkıntılar yaşanıyor. Bu sıkıntılar genellikle diyalog yolu ile aşılmaya çalışılıyor ama neticede bir küfe dil dökmeniz gerekiyor haliniz ortada olmasına rağmen. Nitekim K.çekmece belediyesinden toplantıya gelen arkadaşımız da benim gibi bu dertten muzdarip bir arkadaşımız. Lakin onlar bir nebze de olsa işin çözümünü bulmuşlar kocaman kocaman GÖRMEK İSTEMEYENLERİN BİLE GÖREBİLECEĞİ CİNSTEN sakatlar için otopark kartı bastırmışlar ve arabanın ön ve arka camına yapıştırmışlar. Diyorlar ki “ey yetkili, ey benim yerime karar veren adam, ey sakatın çektiği çileyi bilmeyen kara cahil; sen beni sakat olarak değerlendirmiyorsun ve sakatlara mahsus plaka vermiyorsun ama GÖZLERİNİ AÇ VE GÖR BENİM AYAĞIM SAKAT, DEĞNEKLE ZAR ZOR YÜRÜYORUM. Bu uygulama benim şahsen çok hoşuma gitti. Madem sakatlar park konusunda bir avantaja sahip, o zaman bu avantajı neden devletin körlüğü ve vurdumduymazlığı yüzünden kaybetsin ki? Benim Sakatlar derneğinden aldığım bir otopark kartım var ama ufak tefek bir şey. Şimdi bu arkadaş gelecek toplantıda bana bu kartlardan getirecek ve ben de arabamın ön ve arkasına bunu koyacağım. Bu vesileyle mesela belediyeler hakikaten sakat olup da kanunların saçmalığı yüzünden plakasına işaret koydurtamanlar için böyle bir kart uygulaması yapsalar fena mı olur? Bunu ileride belediyenin trafik ile ilgili müdürlüğü ile bir toplantı yapıldığında inşallah dile getireceğim. Benzer durumda olan arkadaşlar da mesela kendi şehirlerinde veya ilçe belediyelerinde böyle bir girişimde bulunabilirler mesela.
Daha önce katılmış olduğumuz toplantılarda ve belediye yetkilileri ile tertip edilen toplantıların hemen hemen tamamında bizler belediyeden bir şey istiyoruz ve diyoruz ki bizlerin yaşam standardını ilgilendiren konularda bizlerin de söz hakkı olsun. Mesela yapılacak yeni bir düzenleme kıyısından veya köşesinden de olsa biz sakatların yaşam kalitesi ile ilgili olacak ise karar mekanizması içerisinde biz de bulunalım. Aramızda mimar da var, mühendis de, avukat da, yönetici de. Yani biz sakatlar o kadar da cahil insanlar değiliz, iyi kötü okuyabilmek şansını yakalamışlarımız da var içimizde. Ama belediye bu talebimize kesinlikle hiçbir surette yanaşmıyor. Yanaşmamasının kanımca iki sebebi var ki zaten bunun ilki olan işlerin yavaşlama riskini kendileri de dile getiriyorlar. Diyorlar ki her projenin sakatlar tarafından oluşturulacak bir komisyon tarafından onaylanması işleri yavaşlatır. Bence bu son derece saçma mantık. Şayet benim sizin yani hepimizin kalitesi için bir proje iki gün üç gün gecikecekse geciksin, kimse 2-3 günlük bir gecikmeden ötürü ölmemiştir. Lakin bu ilk sebepten başka dile getirilmeyen bir başka sebep daha var gibi geliyor bana. O da belediyenin inisiyatifi elinden bırakmak istememesi. Yani belediye ipler benim elimde olsun istiyor. Oysa kimsenin ipleri belediyenin elinden almak gibi bir amacı yok, burada amaçlanan toplumun %12’sini teşkil eden sakatların mağduriyetinin bir nebze de olsa giderilmesi. Kimse derdi çekmeden o derdi anlayamaz. Koltukta oturup da bizim sıkıntımızı uzaktan tahmin etmek mümkün değil. Ben bile zaman geliyor bir kör arkadaşımın sıkıntısını anlayamıyorum. Aklıma gelmeyen şeyler çıkıyor ortaya, benim düşünemediğin sıkıntılar yaşıyorlarmış ama arkadaşlar. Lakin yöneticilerimiz ne yazık ki bizim için ahkam kesip kendi uygun bulduklarını bize empoze etmeye devam ediyorlar ne yazık ki. İnsan fesatça düşünmeye kalkarsa bu özürlü komisyonuna karşı çıkılmasının arkasında acaba sadece “iplerin bırakılmak istenmemesi mi var yoksa işin içinde rantı paylaşmak istememek gibi başka hesaplar da mı var” diye de düşünebilir. Böyle bir şeyi düşünmek istemiyorum lakin şeytan bu insanın aklına her türlü pisliği getiriyor ne yazık ki.
Velhasıl dünkü toplantı ile ilgili gelişmeler bu şekilde.
Herkese hürmetler.