Özürlülere Dair Yasanın kabul edilmesiyle beraber bizlere neler getirdiği konusu üzerine fazla yazan olmadı.Kanun ,Kat Mülkiyeti Kanunun(KMK) 42. maddesinde de bir değişiklik yaparak engellilerinin yaşamını kolaylaştırmaya çalıştı.İyi güzel de,bu hüküm nasıl uygulanacak?Gelin bir güzel şu hükmün üzerinden geçelim.Ama önce neden böyle bir değişikliğe gidildi, bunu söylemeliyim.
Kat Mülkiyetine tabi olan yerlerde(apartman,site vb) yaşayan engellinin, yaşamını kolaylaştıracak değişiklikler yapması gerektiğinde kat maliklerine başvurup kat maliklerin çoğunun ve bu yerin arsa payının çoğuna sahip olanların onayını alması gerekmekteydi.Hatta bazı durumlarda tüm kat maliklerinin oluru gerekmekteydi.(KMK 19.madde)Bunlar olur vermezse yapacak birşeyi yoktu.Örneğin 4 katta oturan sandalye kullanan biri apartmana asansör yapılmasını istiyorsa bu konuda yukarda yazdığım yönde kat sakinlerinin çoğunu ikna etmesi gerekiyordu.Kat sakinleri ceplerinden para çıkacağı için genelde buna karşı çıkarlardı.Dava konusu olduğunda mahkemeler engelliler aleyhine karar vermekteydi.
Burada değişiklik ile kastım Kat Mülkiyetine tabi olan yerin ortak alanının çevrenin engellinin yaşamını kolaylaştırıcı şekilde uyarlanması,kanun buna tadilat demektedir.
Bu tadilatlara başka örnekler vermek gerekirse:sitenin içinde bulunan basamaklara rampa ,göremeyenler için sesli uyarı cihazları sayılabilir.
Kanun bu konuda şöyle demektedir:"
Kanun koyucunun ne düşündüğü,ne demek istediği açık ve net olmalıdır.
Bu bağlamda ilgili hükümde "Özürlülerin Yaşamı İçin Zorunluluk Göstermesi" deyiminin kullanılması ilerde baş ağırtacak gibi .Örneğin bir engellinin sokağa çıkmasını bir hakim yaşamı için zorunlu görmeye bilir.Yaşamı için zorunlu deyimi subjektiftir ve tanımlamaya muhtaçtır.Bir başka örnek ,söz konusu kanun hem konut olarak kullanılan yerleri hem de işyerlerini düzenlemektedir.Bir yer Kat Mülkiyetindeyse artık o yerin konut olarak mı yoksa işyeri olarak mı kullanıldığı gözetilmeden kanun uygulanır.Yaşamı için zorunluluk konutlarla ilgili görülüp işyerleri söz konusu olunca orada yapılacak tadilatların yaşamsal zorunluluk teşkil etmediği iddia edilebilir.
Kanunun yorumunu ,uygulamasını hakimler yapar.Kötü yazılmış,başka yerlere çekiştirilebilecek bir kanun iyi uygulamacıların elinde pekala olumlu yönde işlev görebilir.Ancak kanun hükmünün ucunun zayıf ve korunması gerekenlerin lehine açık olması daha makbuldür.Kaderimizi üçüncü kişilerinin insafına bırakıp takdir yetkilerini lehimize kullanmalarını beklemek-ummak- mi istersiniz?
Kanun hükmünü okumaya devam edelim.
Ancak tadilat yapılmadan önce ,komisyonun kararında tadilatın engelli açısından yaşamı için zorunluluk gösterip göstermemesi değerlendirmesi yargıya taşına bilir.Bu komisyonun kararından engelli ve engellinin komşuları kat malikleri etkilenmektedirler.Tadilat yaptırmakta kararlı engellinin önünde burada olası bir dava gözükmekte.Komisyonun kararı tadilat yaptırılması yönünde olursa diğer kat malikleri kararın iptali amaçlı (idari işlemin iptali)dava açma hakkına sahiptir.Söz konusu dava İdare Mahkemelerinde açılır ve davanın ne kadar zamanda biteceğini günümüzün şartlarında Tanrı dışında kimseler bilemez.Eğer komisyon engelli açısından "tadilatın yaşamı için zorunluluk göstermediğine" karar verirse bu sefer de engelli az evvel bahsettiğim komisyonun kararının iptali amaçlı davayı açabilir.
Bu davalar kazanılıp ya da tadilatın yapılması yönünde ki komisyon kararına itiraz edilmeyip komisyon kararı kesinleştikten sonra engelli tadilatı yaptırabilir. Yaptırılacak tadilatın ne olduğu burada önemli.Eğer tadilat sonrasında bu değişiklikten tek yararlanacak olan engelliyse yani tadilat çok spesifik bir değişiklik yapıp sadece engellinin yaşadığı daireye ulaşımda bir kolaylık sağlamışsa tadilat yaptıran engellinin tadilattan sonra diğer kat maliklerine rücu etme,yani yapılan masrafı her dairenin faydalanma oranına bölüp onlardan talep etme hakkı yoktur.Kısaca engelli masrafa tek başına katlanır.
Ancak asansör ,rampa gibi tadilatlardan bütün kat malikleri faydalanacağından yapılan tadilat faydalanma oranı çercevesinde diğer kat maliklerinden talep edilebilir.Bu talep- diğer kat malikleri başta olur vermediğinden bu aşamadan sonra yapılan masrafı ödemekte gönüllü olacağına inanmak saflık olacağından- bir dava şeklinde olacaktır.Tadilat ilgili komisyonun kararı çercevesinde yaptırıldığından davanın kazanılması kuvvetle muhtemeldir.Ancak mahkemenin yukarda bahsettiğim "Yaşamı İçin Zorunluluk" deyimini komisyondan farklı yorumlayıp,komisyondan farklı karar verme ihtimali az da olsa mevcuttur.
Tadilat yaptırmakta kararlı ve azimli engelli bu dava maratonunu koşup ,varışa geldiğinde kendisine kolaylık sağlayan yeni kanuna teşekkürlerini sunmayı borç bilmelidir.
Kat Mülkiyetine tabi olan yerlerde(apartman,site vb) yaşayan engellinin, yaşamını kolaylaştıracak değişiklikler yapması gerektiğinde kat maliklerine başvurup kat maliklerin çoğunun ve bu yerin arsa payının çoğuna sahip olanların onayını alması gerekmekteydi.Hatta bazı durumlarda tüm kat maliklerinin oluru gerekmekteydi.(KMK 19.madde)Bunlar olur vermezse yapacak birşeyi yoktu.Örneğin 4 katta oturan sandalye kullanan biri apartmana asansör yapılmasını istiyorsa bu konuda yukarda yazdığım yönde kat sakinlerinin çoğunu ikna etmesi gerekiyordu.Kat sakinleri ceplerinden para çıkacağı için genelde buna karşı çıkarlardı.Dava konusu olduğunda mahkemeler engelliler aleyhine karar vermekteydi.
Burada değişiklik ile kastım Kat Mülkiyetine tabi olan yerin ortak alanının çevrenin engellinin yaşamını kolaylaştırıcı şekilde uyarlanması,kanun buna tadilat demektedir.
Bu tadilatlara başka örnekler vermek gerekirse:sitenin içinde bulunan basamaklara rampa ,göremeyenler için sesli uyarı cihazları sayılabilir.
Kanun bu konuda şöyle demektedir:"
".Buraya kadar getirilen yenilik her engellinin yaşamı için zorunluluk göstermesi halinde bütün kat maliklerinin olurunun aranmasına gerek kalmamasıdır.Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi halinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır
Kanun koyucunun ne düşündüğü,ne demek istediği açık ve net olmalıdır.
Bu bağlamda ilgili hükümde "Özürlülerin Yaşamı İçin Zorunluluk Göstermesi" deyiminin kullanılması ilerde baş ağırtacak gibi .Örneğin bir engellinin sokağa çıkmasını bir hakim yaşamı için zorunlu görmeye bilir.Yaşamı için zorunlu deyimi subjektiftir ve tanımlamaya muhtaçtır.Bir başka örnek ,söz konusu kanun hem konut olarak kullanılan yerleri hem de işyerlerini düzenlemektedir.Bir yer Kat Mülkiyetindeyse artık o yerin konut olarak mı yoksa işyeri olarak mı kullanıldığı gözetilmeden kanun uygulanır.Yaşamı için zorunluluk konutlarla ilgili görülüp işyerleri söz konusu olunca orada yapılacak tadilatların yaşamsal zorunluluk teşkil etmediği iddia edilebilir.
Kanunun yorumunu ,uygulamasını hakimler yapar.Kötü yazılmış,başka yerlere çekiştirilebilecek bir kanun iyi uygulamacıların elinde pekala olumlu yönde işlev görebilir.Ancak kanun hükmünün ucunun zayıf ve korunması gerekenlerin lehine açık olması daha makbuldür.Kaderimizi üçüncü kişilerinin insafına bırakıp takdir yetkilerini lehimize kullanmalarını beklemek-ummak- mi istersiniz?
Kanun hükmünü okumaya devam edelim.
Tadilat yaptırmakta kararlı engelli kat maliklerinin çoğunun olurunu alamaması halinde ,bundan böyle kanunun öngördüğü komisyona başvurarak adı geçen raporları alıp ,istediği tadilat değişikliğini yaptırabilecek.Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır
Ancak tadilat yapılmadan önce ,komisyonun kararında tadilatın engelli açısından yaşamı için zorunluluk gösterip göstermemesi değerlendirmesi yargıya taşına bilir.Bu komisyonun kararından engelli ve engellinin komşuları kat malikleri etkilenmektedirler.Tadilat yaptırmakta kararlı engellinin önünde burada olası bir dava gözükmekte.Komisyonun kararı tadilat yaptırılması yönünde olursa diğer kat malikleri kararın iptali amaçlı (idari işlemin iptali)dava açma hakkına sahiptir.Söz konusu dava İdare Mahkemelerinde açılır ve davanın ne kadar zamanda biteceğini günümüzün şartlarında Tanrı dışında kimseler bilemez.Eğer komisyon engelli açısından "tadilatın yaşamı için zorunluluk göstermediğine" karar verirse bu sefer de engelli az evvel bahsettiğim komisyonun kararının iptali amaçlı davayı açabilir.
Bu davalar kazanılıp ya da tadilatın yapılması yönünde ki komisyon kararına itiraz edilmeyip komisyon kararı kesinleştikten sonra engelli tadilatı yaptırabilir. Yaptırılacak tadilatın ne olduğu burada önemli.Eğer tadilat sonrasında bu değişiklikten tek yararlanacak olan engelliyse yani tadilat çok spesifik bir değişiklik yapıp sadece engellinin yaşadığı daireye ulaşımda bir kolaylık sağlamışsa tadilat yaptıran engellinin tadilattan sonra diğer kat maliklerine rücu etme,yani yapılan masrafı her dairenin faydalanma oranına bölüp onlardan talep etme hakkı yoktur.Kısaca engelli masrafa tek başına katlanır.
Ancak asansör ,rampa gibi tadilatlardan bütün kat malikleri faydalanacağından yapılan tadilat faydalanma oranı çercevesinde diğer kat maliklerinden talep edilebilir.Bu talep- diğer kat malikleri başta olur vermediğinden bu aşamadan sonra yapılan masrafı ödemekte gönüllü olacağına inanmak saflık olacağından- bir dava şeklinde olacaktır.Tadilat ilgili komisyonun kararı çercevesinde yaptırıldığından davanın kazanılması kuvvetle muhtemeldir.Ancak mahkemenin yukarda bahsettiğim "Yaşamı İçin Zorunluluk" deyimini komisyondan farklı yorumlayıp,komisyondan farklı karar verme ihtimali az da olsa mevcuttur.
Tadilat yaptırmakta kararlı ve azimli engelli bu dava maratonunu koşup ,varışa geldiğinde kendisine kolaylık sağlayan yeni kanuna teşekkürlerini sunmayı borç bilmelidir.