Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Dikkat!!! Tema lisans bilgilerinize erişilemiyor, lütfen www.xenforo.gen.tr yönetimi ile iletişime geçiniz. Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Kaynaştırma Uygulaması ile ilgili deneyimleriniz ve düşünceleriniz? [Araştırma]

volkan.yilmaz

Yeni Üye
Üyelik
9 Mar 2009
Konular
5
Mesajlar
46
Reaksiyonlar
0
Herkese merhabalar,

Ben Volkan. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji ve Siyaset Bilimi mezunuyum. Şimdi Sosyal Politika Forumunda (Sosyal Politika Forumu) araştırma asistanı olarak çalışıyorum.

İlköğretim okullarında engelli öğrencilerin kaynaştırma uygulaması ile ilgili bir çalışma yapıyorum. Sizlerin bu uygulama ile ilgili ne düşündüğünüzü merak ediyorum.

Tüm katkılarınız benim için önemli.

Şimdiden teşekkürler!
 
kaynaştırma olan öğrenciler için okulların içinde farklı sınflar oluşturulmalı ve özel eğitim almış öğretmenler görevlendirilmeli çünkü sınıf öğretmeni böyle özel öğrencilerle ilgilenebilecek şekilde yetiştirilmiyor yetiştirilse dahi o öğrencilerle ilgilenebilecek vakit kalmıyor benim sınıfım da iki buçuk tane kaynaştrıma öğrencisi var buçuk diyorum çünkü devlet hastanesinden aldığı raporda zeka geriliği olduğu sadace kişisel bakımını yaparsa bunun bile iyi bir gelişme olduğu yazıyor daha sonra RAM a gitti ve problem yok öğrenebilir diye geri geldi 1. sınıf müfredatına göre öğretmeye çalışıyorum ancak tek bir harf bile öğrenemedik diğer kaynaştırma öğrencim sürekli çevreye arkadaşlarına zarar veriyor eline ne geçerse kim olduğuna bakmaksızın atıveriyor derste değişik sesler çıkarıyor istediği gibi dersin ortasında kakıp geziniyor diğer kaynaştırma öğrencim de öyle düşünebiliyor musunuz siz ders anlatmaya çalışırken sınıfın ortasında gezinen bir öğrenci diğer tarafta tuhaf sesler çıkaran bir öğrenci bir diğeri hiç susmadan konuşuyor ve siz diğer ğrencilerinize bir şeyler vermeye çalışıyorsunuz öyle bir ortamda öğrenciler de dikkat mi kalır istek mi her teneffüs sonrası şikayetler olmazsa olmazımız haline geldi
kaynaştıma olmalı evet ama seviyeleri de dikkate alınmalı daha uyumlu daha az sorunlu öğrenciler elbette sınıfta kalsınlar fakat dersin akışını bozan arkadaşlarına zarar veren öğrenciler bizi aşıyor diye düşünüyorum rehberlik öğretmeni gözetiminde bu işin eğitimini almış kişler tarafından yetiştirilirlerse hem daha verimli hem de daha iyi yetişmiş olacaklardır
 
Volkancım, daha somut sorular sorman katılımı arttırır diye düşünüyorum.
 
huangszice size hocam demicem
kon disi bile olsa bir talebenize bucuk dicek kadarsaniz sizin ogretmenliginiz acaba
 
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü diyor ki:
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=2]Kaynaştırma Uygulamaları [/SIZE][/FONT]​

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=2]Özel eğitim gerektiren öğrencilerin normal akranlarıyla aynı sınıfta ve aynı okulda eğitim görmelerini sağlamaya yönelik çalışmalara öncelik verilmektedir. Bu noktadan hareketle, durumu uygun olan öğrenciler normal sınıflarda kaynaştırma uygulamalarına alınmaktadır. Durumu normal akranlarıyla aynı sınıfta öğrenim görmeye uygun olmayan öğrenciler için normal okulların bünyesinde özel eğitim sınıfları açılmaktadır. Kaynaştırma uygulamalarına devam eden öğrencilerin bireysel özellikleri dikkate alınarak mevcut ilköğretim programı uygulanmaktadır. Sadece, zihinsel öğrenme yetersizliği olan öğrenciler için, özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olan ayrı ilköğretim programı uygulanmaktadır.[/SIZE][/FONT]​
Bir de, Özel Eğitim'e Sayın Bakan'ın bakışı şöyleymiş sanırım (zira sitede slogan gibi konulmuş):
bakan.jpg

Naçizane görüşüm: Sayın Bakanın konuya "iyi eğitim verirsek bu insanlardan büyük verimler alındığı ortadadır" şeklinde bakması, bence Özel Eğitim'i daha en baştan kadük hale getirir. Yani, birarada yaşama kültürünün aşılanması, farklılıkların doğal sayılması gerektiğinin içselleştirilmesi, "verim, verim" diye havuca koşmanın anlamsızlığı, disiplin diye asker nesiller yetiştirmenin zararlarının görülmesi vb. ilkeler üzerine kurulmalıyken özel eğitim; işte, "verim" üzerine kurulursa, yukarıda görüş belirten öğretmen (huangschize) gibi "verimsizler" "buçukluk" olarak sayılırverir bi anda! Öyle ya, o sakat çocuk sonuçta verimsiz! Ya da işte bi şekilde "tam" değil.
 
Özel eğitim alması gereken öğrencilerle uğraşmak sanıldığı kadar kolay değil.Öte yandan eğitim sisteminin temelinde öğrenmekten ziyade eğitmek var ki ben bunda yuhlanacak taraf göremiyorum...Sizin bir alternatifiniz var mı sevgili adminim?Eğitim dediysek,bu hayvan eğitimine benzer bir eğitim değil...İnsanı,doğayı,evreni,toplumu algılama ve onlar için üretme etkinliğidir. Öğretmen sahneye çıkar ve nesnel ifadelerle hayatı algılatmaya çalışır.İlerleyen dönemlerde öğrenci kendi öznel dünyasını bu nesnel temelden alır.Kafasında kendi şekillendirir... Öğretmen burda sadece araçtır...

Kaynaştırma programının, her özel eğitim gerektiren öğrenciden aynı başarıyı göstermesi beklenemez.Okulumda dersine girdiğim sınıflarda toplam 4 kaynaştırma eğitimi alan öğrencim var.Hepsi birbirinden farklı.Biri çok içine kapanık...Biri hiperaktif,biri algılamada problem yaşıyor...Bu dört öğrencimin dersine ard arda girdiğimi düşünün...Demirden değiliz...İnsanız nihayetinde,insan üstü güçlerimiz yok...

Kaynaştırma programına dahil olan bu öğrencilerimle benim yaşadığım sorunlara gelince...Açıkçası onları diğerlerinden ayırmıyorum.Sadece Yazılı sorularını özel hazırlıyorum.Bunu yaptığımı bile bilmelerini istemiyorum.Diğer öğrencilerim de bilmiyor.Zaman zaman öyle başarılı şeylerin altına imza atıyorlar ki onları şımartmaktan büyük keyif alıyorum...Ozan, Fenerbahçe miniklerde oynuyor şuan. Tek tek neler yaptıklarını yazmama gerek yok.Sadece onlara,-bu çocuklarımıza- her an yetişemeyebilecek, bu konunun eğitimini almamış öğretmenlerin çok olduğu bilinmeli...Bir beyin cerrahına,kalp ameliyatında başarısız oldu diye kızma hakkınız var mı?

Kaynaştırma programlarının selameti için bunun bir kısa dönemli seminer olmaktan çıkması gerekir...Konu ciddi çünkü...
 
mezo hocam engelli cocuklarlarin egitimi zor olabilir haklilik payini inkar edemem
amaaaaa ogretmenimizi annemiz kadar belki annemiz olmadan bizlere sevgi verdigi icin daha cok severiz degilmi ogretmenliginiz surecinde bunu ogrendiniz sanirim tecrubelerinizle
demirden insan olmadigini her insanin sabirtasi olmadigini soylemeye gerek yokta
yokta ogretmenlik meslegine adim atarken cocuk pskolojisiyle ilgili egitim aliniyor degilmi
engellide olsa cocuk cocuktur
sevginin anlayisin asamayacagi engel yoktur
kucuk meleklerin biraz sevgiyle ogrenim hayatinda uyum gosterecekleri asikardir
 
özel eğitime ihitiyaç duyan entegre öğrencileri için ,devlet gerekli alt yapıyı oluşturmadığı sürece kaynaştırma öğrencisi ailesi ve diğer öğrenciler ve aileleri arasında kalacaktır öğretmen.
kaynaştırma öğrencisini eğitim öğretime katmaya çalışan öğretmen ,
diğer çocukları bana göre ihmal edemez.
engelli çocuğa sahip olacak onun için daha iyi bir gelecek oluşturabilecek kişilerde,
yine bu çocuklardır.
öğretmen kaynaştırma öğrencisine çok vakit ayıramaz.
sayın kalem,siz fazla hayalperest ya da fazla ideolojik bir eğitimcisiniz bana göre.
daha önceki bir yazınızda entegre öğrencinize ayırdığınız zamanı diğer fırsat öğretiminden de yararlanabilecek öğrencilere ayırabildiğinizi sanmıyorum açıkcası.
sevgiler..
 
shukufe canım benim... Haklısın.Öğretmenin çocuğun hayatında yeri büyük.Yeri geliyor anne ve babayı bile tek kalemde geçiyor çocuk öğretmeni için...Okula başlamadan gözünde büyüttüğü ebeveyn,okula başladığında yerini öğretmenine bırakıyor.Ve bir daha o tahta kolay kolay kimseyi oturtmuyor...Ama bu kaynaştırma programındaki öğrencilere, kulaktan dolma bilgilerle kaynaştırma programı uygulamaya çalışan öğretmen için çok zor...Sınıf öğretmenleri bir nebze branş öğretmenlerinden daha şanslı.Çünkü eğitim fakültesinde bu konuyu ayrıca detaylı olarak görüyorlar...Ben itiraf ediyorum,bu konuyla ilgili seminer dışında bir bilgi almadım...Açıp yönetmeliği bakmasam kaynaştırma öğrencisine de diğer öğrencilerim gibi muamele edicem.Ki ilk yıllarda ettim de...Kaynaştırma öğrencisini sınıfta bırakmışım:) Meğer bu öğrencileri ne sebep olursa olsun sınıfta bırakmak yok... Ben de istemezdim çocukların deneme tahtası olmasını.Şöyle davransam nasıl olur?Böyle yapsam daha mı iyi olur? diye düşünmeden sınıfta bildiklerimi uygulayabilseydim.Ne yazık ki bilmiyordum...Öğrendim ama geç oldu...

Dönem başında kaynaştırma öğrenciler belirleniyor.Diyelim ki 6.sınıflarda 10 tane kaynaştırma öğrenci var.Toplam da 4 şubemiz var...Bu kaynaştırmaya tabi tutulacak öğrenciler ,eşit olarak şubelere paylaştırılıyor.Yeri geliyor ki bir öğretmen bu konuda hiç tecrübesi olmadığı gerekçesiyle bu öğrencileri işinin ehli başka bir öğretmene devredebiliyor.Tabi burda zümreyle uyum çok ama çok önemli...Bazı öğretmenlerimiz başarı grafiğinin bir kaynaştırma öğrencisi yüzünden düşeceğini de hesaba katabiliyor ki işte ben konunun burasında, öğretmenin öğretmenliğini sorguladığım andır...Bu artık bir eğitim değil vicdan meselesidir...

Kaynaştırma programının bir alt yapısı yok.Bana 10 kişilik sınıflarda kaynaştırma öğrencisiyle nasıl ilgilenilir örneğini göstermesinler çünkü yurdum gerçeğiyle uzaktan yakından alakası yok...Sistem bir yandan fen lisesi,anadolu lisesi ve özel okulların olanaklarını öğrenciler için cazip duruma getiriken,öte yandan 40-50 kişilik sınıflarda hem bu yarışa dahil olmamı hem de eğitim için bin parçaya bölünmemi salık veriyor...Oysa ben tek kişiyim...Sınıf mevcuduna bölünmem mümkün değil...
 
sayın sosyolog akademısyenımız konuyu baslattı kactı ama bızler ıcın anı tazelemek ıcımızdekılerı dokmek acılarımızı anmak baya bı hos oluyo
sevgılı kalem ogretmenım engellı cocuklar ıcın elnden ne gelırse ugrasman cok hosuma gıdıyor cok ama cok tesekkurler
 
burdayım:)

Herkese merhaba tekrar,

Öncelikle çok teşekkürler. Kaçmadım, burdayım. İnternet forumlarıyla ilk deneyimimi yaşıyorum, kusuruma bakmayın:)

Ben iki ilkokulda gözlemler yaptım. Sizinle orada edindiğim fikirleri sabah ayrıntılı olarak paylaşacağım. Şimdi notlarım yanımda olmadığı için yazamıyorum.

Görüşmek üzere!
 
kaynaştırma uygulaması

Günaydın,

Ben bu araştırma için Bağcılar ve Okmeydanı'nda iki devlet okuluna gittim. Veliler, rehber öğretmenler ve sınıf öğretmenleri ile görüştüm. Hatta bir hayat bilgisi dersine girmeyi başardım. (ne güzel derstir-hayat bilgisi :)) Bu arada arkadaşlar hepinizin gönderdiği linklerdeki yazıları okudum, çok sağolun. MEB Bakanı Çelik'in açıklamasındaki vurgular çok fazla şey anlatıyor...

Şimdi kafamda oluşan sorun ve soruları paylaşayım...

Birincisi özel okullarda engelli öğrencilerin durumunun ne olduğuna dair bir fikri olan var mı? Ben pek iyi şeyler duymuyorum. Veli müşteri oldukça sakatlara karşı ayrımcılığı uygulamakta daha bir "hak" görüyor kendinde. Okulda "müşteri memnuniyetine" odaklanıyor. İlçe merkezlerindeki devlet ilkokullarında da özellere yaklaşan bir durum var gibi. Bu da "daha başarılı, en başarılı" olmaya çalışan okullarda sakat çocuklara yer olmadığı bahanesiyle işliyor gibi.

İkincisi, sakat öğrencilerin sınıflarda olmasıyla tüm çocuklar birarada yaşamayı öğrenmiyorlar mı? Bunun kendisi bir değer değil mi? Dünyanın uydusunun ay olmasını öğrenmeleri kadar önemli değil mi çocukların birlikte yaşamayı öğrenmeleri? Kimi zaman sınıfta ilginç sesler çıkaran birinin varlığına alışmaları? Burada biraz nasıl daha içermeci/kapsayıcı bir kamusal alan yaratabiliriz ve bunu yaparken ilkokulun nasıl bir rolü olabilir diye düşünmeye çalışıyorum. "Başarı" nedir, bunu sorgulamamız gerekli gibi geliyor bana.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Ben Mayıs sonu gibi, hem kendi gözlemlerimden hem de sizin söylediklerinizden bir şeyler çiziktireceğim, herkesle paylaşırım zaten.

Sevgiler!
 
Kardeşim her şeyden önce sağlıklı insanların bile kaynaşıp bir araya gelemediği ve günümüzde birlik ve beraberliğin en fazla oması gerektiği bir dönemde böyle güzel ve anlamlı bir projeyi hayata geçirme çalışmalarından dolayı kutluyorum evet çok güzel bir proje özür gruplarına göre sınıflandırılırsa daha verimli olur düşüncesindeyim.Durumu uygun olan öğrenciler normal sınıflarda kaynaştırma uygulamalarına alınmalıdır. Durumu normal akranlarıyla aynı sınıfta öğrenim görmeye uygun olmayan öğrenciler için normal okulların bünyesinde özel eğitim sınıfları açılmalıdır.
 
başka yorumu olan yok mu?

xmen016 çok teşekkürler iyi dileklerin için. ben de kuyuya bir taş atmaya çalışıyorum, ne kadar olursa:)

arkadaşlar başka yorumu olan var mı?

mesela ailelerin yüzde kırkın altında özürlülük raporu olan çocuklarla ilgili bildiğiniz deneyimler var mı? galiba onlar daha da mağdur oluyorlar...

sevgiler.
 
raporla ilgili

Kalem selamlar,

Kaynaştırma uygulaması ile ilgili bir mağduriyet söz konusu değil. Biliyorsunuz yüzde kırkın üzerine özürlü raporu alınırsa, yoksul aileler belli sosyal yardım mekanizmalarından yararlanabiliyorlar. Çoğunlukla da aileler -gözlemlediğim kadarıyla- bu sosyal yardıma ulaşabilmek amacıyla rapor işine girişiyorlar. Bir de tabii özel özel eğitim merkezlerinden ücretsiz yararlanabilmek için önemli rapor. Görüştüğüm ailelerden birçoğu her yıl rapor yeniletirken, "acaba bu sefer yüzde kırkın altında verip, bizi özel eğitimden ve sosyal yardımdan mahrum bırakırlar mı" korkusu yaşıyorlar...
 
Küçük bir düzeltme, Özel Özel Eğitim hakkından yararlanabilmek için gerekli olan rapor oranı %20'dir. Ve bu rapor her yıl yenilenmek zorundadır! Sanki o çocuk artık özel eğitime ihtiyaç duymayacak hale gelebilecekmiş gibi! Bildiğimden değil ama, sanmıyorum ki %95'i için "artık özel eğitime ihtiyacı yok" denilebilsin.
TEBLİĞ



Bilindiği üzere, 30/4/1992 tarihli ve 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 3 üncü maddesinde;
"Özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla asgari % 20 özürlü olduğu tespit edilen ve özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve tanılamaları yapılarak 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları uygun görülen; görme, işitme, dil-konuşma, spastik, zihinsel, ortopedik veya ruhsal özürlü bireylerin; eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Bu özürlü bireylerin, özür grupları ve dereceleri ile özür niteliğine göre eğitim programlarının kapsamı ve eğitim süreleri, Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça hazırlanacak ve bu Kanunun yayımını izleyen 6 ay içinde yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir.
Söz konusu eğitim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarlar, iki katı ve kanuni faiziyle birlikte ilgililerden müteselsilen geri tahsil edilir. Bu fiillerin özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir."
hükmü yer almaktadır.​

Bu kapsamda, özürlü bireylerin destek eğitim giderlerinin bütçeden karşılanacak kısmına ilişkin olarak aşağıdaki hususlara uyulacaktır.
1 - 5580 sayılı Kanun kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde özürlü bireylere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı; katma değer vergisi hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 304 TL., grup eğitimi için 87 TL. olarak belirlenmiştir.
2 - Belirlenen tutarlar, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten, bu tutarları aşan kısmı ise ilgililer tarafından karşılanır.
3 - Bu Tebliğde yer almayan hususlarda Millî Eğitim Bakanlığınca yapılacak düzenlemeler esas alınır.
4 - Bu Tebliğ, 1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Tebliğ olunur.​
 
Sakat çocukların kaynaştırma eğitiminde de anaokullarında da kreşlerde de gerek okul yöneticileri gerek öğretmenler gerek sakat-olmayan çocukların aileleri ve gerekse sakat-olmayan çocuklar tarafından (tabii bu çocukların sadece büyüklerini taklit ettiklerini unutmadan!) sistemli ve en acı verici şekilde dışlandığı bir vaka. Bu, belki de kimsenin üzerinde tartışmayacağı bir gerçek. Bu dışlama mekanizmasından mağdur olan binlerce insan vardır...

Yukarıda aktardığım "%20 raporla özel eğitim hakkı tanınıyor" bilgisi ile bu sistemli dışlama mekanizmasını bir arada düşününce, acaba diyorum, olabildiğince çok sayıda sakat, sakat-olmayan çocukların/ailelerin/öğretmenlerin/yöneticilerin gözü ününden uzaklaştırılmak isteniyor olabilir mi?!
 
selam hocam benim 8 yaşındaki oğlum otistik kaymaştırma eğitimi alıyor allahtan okuldaki öğretmenimiz anlayışlı ve diğer öğrenciler ve aileleride anlayışlıki sorun olmuyor ve kimse oğluma buçuk demiyor.
şimdi kaynaştırma eğitimi şüphesiz anlama güçlüğü çeken tüm cocuklar için cok önemli ve şununda farkındayızki oğlum birlşeyler öğrenecek diye sınıftaki diğer öğrencilerin öğrenemine engel olsun istemem. ançak bu konunun normal ve anlama güçlüğü ceken cocukların aynı sınıfta aynı ortamda olması gerekliliğidir. yoksa özel eğitim okullarında yada ram bünyesindeki okullarda zaten bu cocuklar eğitim alıyorlar ama bu merkezlerdeki arkadaşlarıda genelde anlama zorluğu çeken cocuklar olduğu için birbirlerine faydamı veriyorlar zararmı veriyorlar orası tartışılır
şimdi toplumda olan bir önyargı var otistik yada anlama güçlüğü çeken cocuklar sınıftaki normal cocuklara zarar verebilir yada onların eşyalarına zarar verebilirler yada ders düzenini bozabilirler tüm bu önyargılar bir yere kadarda haklıdır ve itirazımda olamazama sınıftaki normal düzeydeki cocuklara otizm in ne olduğunu anlatırsanız sorun büyük ölcüde halledilmiş olur kendimizden örnek verecek olursak oğlumun adı yiğit 8 yaşında ve konuşamıyor ama tüm ihtiyaclarını karşılayabiliyor konuşamadığı için biraz sinirli oluyor çünkü karşısındaki yiğitin o an ne istedşiğini anlayamıyor yada işte ne bileyim hocamın da üstte yazdığı gibi derste anlamsız sesler cıkarabiliyor ama bu cocuklar eğitilebiliyor 4-5 ayda yiğite oranın bir sınıf olduğu ve yapması gerektiği şeyler olduğunu öğretince artık yiğit o 40 dakikada sesizce oturmayı öğrendi kimse onun öğretmeninde ona normal müfredattaki şeyleri öğretmesini beklemiyor zaten ama40 dakika sesizce kalmasını öğretti ya o bile büyük bir adım
daha bu konuda sayfalarca yazarım ama şüphesiz kendi kendimi kandırmış olurum tek diyeceğim bu cocuklar bir kenera atılmamalı
 
Volkan, ben çocuğunun özel eğitime yani kaynaştırmaya yakıştıramayan veli de gördüm; devletin verdiği bu pozitif ayrımcılığa çocuk kaynaştırma programından çıkarılacak da devletin desteği kesilecek diye ödü kopan veli de gördüm...Ailenin eğitimli olması çocuğa da öğretmene de artı getiriyor...İşini kolaylaştırıyor.
 
dayanamdım herkezden özür dileyerek 1-2 satır daha yazmak istedim sıkılmadan okursanız cok sevinirim
Birbirini cok seven iki insan hayal edin bu iki insan için hayat okadar güzel ve renklidirki kelimelerle anlatmak imkansız olsun istekleri vardır hayattan bekledikleri vardır herşeyin mümkün oldukca en iyisine sahiptirlerve gelişen herşey onların istedikleri yolda gelişmektedirler gel zaman git zaman bu iki insan hayatlarını birleştirmeye karar verirler çevrelerindeki herkez cok mutludur çünkü onlar mutlu;hazırlıklar başlar evleri kendi evleridir arabaları yazlıkları vardır eşyalar seçilmeye başlamıştırbizim bu mutlu ciftimizinve kendi caplarında hayallerde kurmaya başlamışlardır balayı için ROMA da harika bir balayı isterler hemen tur şirketleriaraştırılır ve tariheleri uyan harika bir döneme denk gelmişlerdir düğün dernek olur gün gelir ve bizim bu mutlu ciftimiz hayallerini kurdıkları balayına cıkacaklardır eşyalarını hazırlarlar ve doğru havaalanına gelirler anons yapılır ve ucağa binerler yola cıkmışlardır artık şunun şurasında hayallerini kurdukları aşk şehri ROMAya kavuşmalarına ne az kalmıştır ve zaman geçer ucak inişe başlar ve nihayet uçak toprağa değer kapılarını acar ama bizim mutlu çiftimiz şaşırılar kapıdan baktıklarına olamaz burası ROMA olamaz kelimelerle anlatılamayacak kadar kötübir yerdir gördüklerieski kırık dökük bir havaalanı ve etrafta belkide 1, dünya savaşından kalma uçaklar hemen ucaktaki hostese dönerler biz ROMA ya gitmek için bindik bu uçağa nereye getirtiniz bizi diye soraralarhostes ise yapacak bir şey yok siz artık burada ineceksiniz yolculuğunuz burada son buluyor diyerek o iki mutlu ciftimzi adeta ucaktan atarak o kötü o pis alanda bırakır .Çiftimiz artık orada başbaşa kalmıştır hiç hayal etmedikleri bir yerde ve hiç hayal etmedikleri bir şekilde üstelik o cok sevdikleri dostları ve arkadaşlarıda kilometrelerce uzaktadırlar bu mutlu çiftimizin ama mutlulukmu oda cok uzaktadır bizim çiftimizin
ÖZÜRLÜ BİR COCUK SAHİBİ OLMAKTA İŞTE TAM BU YUKARIDA ANLATTIĞIM GİBİ BİRŞEY HİÇ HAYAL ETMEMİŞTİK YİĞİT'imi BÖYLE AMA O BİR OTİSTİK ŞİMDİ BİZLER ONUN BİRŞEYLER ÖĞRENEBİLMESİ VEYA MUTLU OLABİLMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA CALIŞIYORUZ .HERŞEY PARAYLADA OLMUYOR BAZEN BİRİLERİNE YALVARIYORUZ NERDEYSE SONUÇTA YİĞİT KAZANSIN DİYE KİMSEDEN BİR ŞEY BELEDİĞİMİZDE YOK SADECE BİRAZ ANLAYIŞ BELKİ ONADA HAKKIMIZ YOKTUR AMA İNANIN BU YÜKÜ TEK BAŞINA ÇEKMEK O KADAR ZORKİ BAZILARININ YARIM SAAT BİLE BİRLİKTE OLMAYA DAYANAMADIĞI YİĞİT'imle BİR ÖMÜR GEÇİRMEK ZORUNDAYIZ BUNDAN GOCUNDUĞUM YOK AMAN YANLIŞ ANLAMASIN BU SATIRLARI OKUYANLAR AMA BİZ BÖYLE HAYAL ETMEMİŞTİK İNANIN HEMDE HİÇ BÖYLE OLSUN İSTEMEMİŞTİK
şimdi konuya gelelim kaynaştırma eğitimine ihtiyacı olan bir cocuğum olsun istememiştim ben ve benim oğlumun buna ihtiyacı varsa sosyal bir devletin vatandaşı isek buna oğlumda dahil bu hak ona verilmelidir bu anayasal bir haktır kimse eğitim hakından yoksun bırakılamaz yazar bizim anayasamızda ve inanıyorumki benim oğlum YİĞİT te böyle özel eğitime veya kaynaştırma eğitimine ihtiyac duyacak şekilde doğmak istemişti bu dünyaya şimdi hiç kimsenin istemediği bir birey bir cocuk olmak YİĞİT imin sucumu yoksa böyle bir cocuga sahip olmak eşim ve benim suçummu ve bu sucun cezasını bizler yeterince çekmiyormuyuz????????
 
...

kalem, senin gibi öğretmenler olduğunu bilmek bile insana sabah sabah umut aşılıyor. gerçekten bu süreçte tanıştığım toplum yararına elinden geleni yapan o kadar öğretmen var ki.

tuncay, çok teşekkürler paylaştıkların için. anlayışlı bir öğretmen bulmuş olduğunuz için şanslısınız gerçekten. eminim diğer çocuklara da "akademik başarının" dışında bir şeyler katıyordur Yiğit. belki Yiğitle değil yarım saat, tüm günü birlikte geçirebilme yetisini.

abi, haklısın özel özel eğitim için yüzde 20 oran. sosyal yardım mekanizmaları için yüzde 40. her sene yenilendiğinde yüzde 20nin altında rapor alırım korkusu olan velilerle tanıştım. dediğin gibi bu oranlar ciddi anlamda "mali" ve/veya "gözümüzün önünde olmasın" kaygılarıyla kullanılabiliyor. hani yoksullar için "kim gerçekten yoksul" tespit mekanizmaları var ya, engelliler için de bunun "haydi doktor söyle, hangisi gerçekten engelli" diye bir oran mekanizması oluşması bana çok çarpıcı geliyor.

mezopotamyali, kesinlikle söylediğin gibi iki tip aile var. bazıları çocuklarını kaynaştırma olarak kabul etmiyorlar. burada ailenin öğrenim durumu önemli demişsin. ben de sanki tam tersini gözlemledim. maddi durumu daha iyi olan aileler kabullenmiyor da, yoksul mahallelerde genelde aileler okul yönlendirince ne yapılması gerekiyorsa yapıyor gibi. senin gözlemlerin nasil bu konuda?
 
üstad

üstadım bunun varlıkla bir ilgisi yok her nekadar bana sormadıysanda cevap vermek istedim balıkesirde yaşıyoruz biz öyle tercih yapabileceğimzi cok eğitim kurumu yok hatta paranla özel eğitim aldırabileceğinde bir sürü eğitmende yok hatta şehirde cocuk pisikoloğuda yok ben diğerlerini cok bilmiyorum yalan yanlış birşeylerde yazmak istemem burayatanıdığım 5-6 hali vakti kısmen yerinde otistik ailesi var inan herşeyi kabullenmişlerve birşeyleri düzeltebilmek için cocuklarında cırpınıyorlar yoksul ailelerde biliyorum onlarda ellerinden geldikce birşeyler yapmaya calışıyorlar ama devlet ne veriyorsa onunla yetinmek zorunda cükü bu rahatsızlık gerçekten cok para götürüyor 16 yıl calıştırdığım bir dükkanı bitirdim ben YİĞİTin tedevisi için kozmetik mağazam vardı kalmadı şimdi sanayii sitesinde küçük bir oto aksesuar dükkanı calıştırmaya çalışıyorum senin actığın yoldan gidecek olursak yoksul ve köy kökenli ise aile ve cocuğu zihinsel engelli ise(genelde) onun otistik dovn sendromlu veyamongol olması önemli değildir çünkü çok özür dileyerek yazıyorum 'deli'dir ve tedevi ettirecek ne durum vardır nede tedavi ettirmeye gerek vardır gelir düzeyi normalse bu cocuk otistik veya mongol yada dovn sendromludur vetedevisi için yapılabilecek birşeyler vardır gelir düzeyi biraz yüksekse tüm bunlara ilaveten iyi doktorlar bulunur yurt dışından ilaclar getirilir iyi eğitim kurumlarına kuçak dolusu paralar verilir özel eğitmenler tutulur yani kısacası üstad bu paralı bir hastalıktır insanların evlatlarına suna bileceklerisevginin dışındaki herşey paraya dayalı butür rahatsızlıklarda
kabullenme noktasındada tüm bunlar belkide en önemli satırlar para varsa kabulleniyorsun ve birşeyler yapmaya calışıyorsun para yoksa kabullenmiyorsun düzeleceği günü bekliyorsun benim gözlemimdir bu belki yanlış bir gözlem belki taraflı bakıyorum ama etrafımdaki ailelere baktığımdada başka birşey görmüyorum
 
Kalem öğretmeni tanıyanlar onun öğrencilerine,işine ne kadar bağlı olduğunu çok iyi bilirler.Kalem öğretminim, kaynaştırma öğrencisindeki değişimi çok güzel anlatmışsın,çok hoşuma gitti,zevkle okudum.:)
Eğitim sürecindeki tespitlerinden yakaladığım bir detayı biraz açmak gerekirse kaynaştırma eğitimi sadece engelli çocukların engelsiz çocuklarca kabulü,dışlanmaması ile sınırlı olmamalı.

Engelliliğin hayatın gerçeği olduğunu öğrenmeliler,bu gerçeğin dışlanmaması gerektiğini,bu gerçeğin sınırları neler,nerede zorlanırlar bunları öğrenmeli o anlayışı göstermeyi öğrenmeliler sonrada engelli arkadaşlarınında tıpkı kendileri gibi yaşama gerekliliklerini bilerek onuda arkadaş edinip birlikte oyunlar oynayıp,sohbet edip hayatı ortak yaşamayı öğrenmeliler.

Belki bir ilk okul öğrencisi için fazlasıyla genişletilmiş bir çerçeve olabilir.Bunları büyükler ne kadar biliyor ki daha ilk okuldaki çocuklar öğrenip ona göre davranabilsin.Konumuzla ilgili çok güzel bir atasözünü de belirtmek isterim hemen "ağaç yaşken eğilir." demişler atalarımız ki çok da doğru bir sözdür bence.Bugünün yetişkini dünün bilinçli,eğitimli çocuklarından çıksaydı sanırım engelliye bakış ve davranış şekilleri çok daha insanca,saygın olabilirdi.

Bu konuda araştırma yapan,katkı sağlayan ve hakkıyla uygulamaya çalışan tüm eğitimci arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunarız.:)
 
sağolun...

Arkadaşlar çok teşekkürler bütün yorumlar için. Tuncay, ben tabii İstanbul'da gözlem yapıyorum. O yüzden senin Balıkesir ile ilgili söylediklerin çok önemli. Açıkçası hiç böyle düşünmemiştim. Sağolasın.
Kalem öğretmenim senin çizdiğin resim ve yaklaşımın galiba benim hayalimdeki kaynaştırma uygulamasına çok yakın :) "çunku burada kaynaştırmaya tabiolan sadece engelli çocuk olarak goruluyor ama aslında işleyişte oyle değil:)
butun sınıf kaynaştırmaya tabi oluyor:)" demişsin... ne güzel demişsin:)

Sağolun tekrar.
 
kedicik'e

Kedicik, senin özellikle ortaokul ve liseyle anlattıkların çok çarpıcı. Benim görüştüğüm sınıf öğretmenlerinden bazıları da engelli çocuklar ile ilgili bu kaygıyı dile getirmişlerdi. "Şimdi iyi gidiyor ama sonra ne olacak" diyorlardı çoğunlukla. Bu araştırmada sadece ilköğretime odaklanıyorum tabii, ama engelli öğrencilerin eğitim hakkına erişimleri çok daha uzun vadeli düşünülmesi gereken bir durum...
 
Volkan eğitimden kastım bilinçli aile...Çocuğunun farkında olan aile...Yoksaaa, ana baba aldığı yıldızlı diplomalarla eğitimli olmaz.
 
volkan aklına takılanları sorarsan kendimce cevap yazmak beni sevindirecektir
 
Merhaba,
Emekli öğretmenim ve deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.Kaynaştırma eğitiminin iyi amaçlarla başlatıldığını fakat uygulama ve sonucun iyi olmadığını düşünüyorum.İlköğretim öğrencileri açısından çevrelerinde kaynaştırma eğitimine tabi öğrencileri görerek onlarla birlikte yaşamaya,empati geliştirmeye çok az da olsa katkısı oluyor.Fakat kaynaştırmaya dahil olan öğrenciler açısından diğer öğrencilerle aynı sınıfta sadece oturup aynı havayı teneffüs etmek fakat hiçbir eğitim öğretim faaliyetine katılamamak,sadece onları sınıfta oturtmak onlara yapılan bir iyilik değil,ceza gibi geliyor.Bilmediğiniz ,anlamadığınız,oynayamadığınız bir oyununun ortasına bırakılmak ve izlemek zorunda bırakılmak gibi.Ve koçlar da size yardımcı olamıyor.
Eğitimin ilk şartı aynı veya benzer yaş ve ilgi grupları oluşturmaktır.Sadece aynı yaş gurubu olması yeterli değil.8 yıl boyunca aynı okula giden bu öğrenciler sonuçta hiçbir kazanım elde edemeden mezun oluyorlar.Kendi durumlarına uygun ,özel eğitimli eğiticiler tarafından eğitilildikleri takdirde kaynaştırma eğitiminden aldıklarından(ki hiç bir şey alamıyorlar) daha fazlasını alabileceklerini düşünüyorum.
 
Teşekkürler elegant. Seninle engelli öğrencilerin en az diğer akranları kadar iyi ve kaliteli eğitim alması gerektiğine inanıyorum ben de. Ama yine de aynı havayı soluma meselesi de önemli gibi geliyor.

Tuncay şimdilik aklımda sorduklarımın dışında bir soru yok, sağolasın. Tabii her yeni yazılan yeni sorular sorduruyor, o başka.
 
bu konuda tek yapılacak şey OÇEM tarzı okullar kurulması burda cocuklarla eğitmen birebir tek çözümde bu hani geçtiğimiz hafta BEYAZSHOW da 3 trilyon toplana TOHUM VAKFI gibi vakıflarla birşeyler yapılabilir ama anayasal hak olan eğitim ve öğrenim hakkının devlet tarafından verilmesi gerekir şüphesiz normal okullarında durumu belli ama engelli oldukları için kenarda köşede duran ve eğitilmeyi öğretilmeyi bekleyen okadar çok cocuğumuz varki onlar içinde küçükte olsa birşeyler yapmak lazım
 
Üst Alt