Kimse okumamış anlaşılan, ben devam edeyim..
... sayın Burak Özdemir, reenkarnasyon kavramını insanların içine yerleştirmeyi hedef edinerek yola çıkmış ve ahireti inkar ettirip, ayet cımbızlama yöntemiyle bu altıyüz küsür sayfalık kitabı kaleme almış, yarısını devirdim (can sıkıntısı ve öööffff'lerle) öyle basit, sığ ve sıradan ki sonuna kadar tahammül edebilir miyim bilmiyorum; yalnızca yazabilmek için okuyorum..
Farkında olun! Farkında olun! Her şeyin farkında olun! Kuran’ı iyi bilen bir müslüman; yazarın, ayetlerin anlamını kaydırdığını hemen anlar.. ama Kuran’ın mesajına vakıf olmayanlar için durum oldukça tehlikeli.. zaten sayın Burak Özdemir'in hedef kitlesi de Kur'anın mesajına vakıf olmayanlar..
1. PROBLEM.. Bir kere; Dona’nın “Tanrı” olması okuyucuda psikolojik bir baskı yaratıyor ve bilinç altında söylediklerinin tartışmasız doğru olduğunu hissettiriyor.. en azından bu açıdan bu yöntemin ne derece doğru ve adil olduğu tartışılabilir..
2. PROBLEM.. Kitabın öğretisindeki sapkınlıklar.. Mesela; şeytanın bile iyilere hizmet eden gizli kahramanlar haline getirilişi.., şeytanın kötülüğünü dünyevi bir yanılsama olarak gösterme çabası.., şeytan kavramına bir fluluk getirereik, okuyucunun kafasını bulanıklaştırma çabası.., panteizm, pananteizmi empoze etme çabası.., ve tekamül iftirası..,
Bakınız; Sayfa 69-70
"Dona: Şeytana gelince… Elbette şımartmadım onu. O şımarmayacak kadar olgun bir ruhtu.
Ben: Tanrı şeytandan övgü ile bahsediyor! Hayretten ölmek üzereyim. Şeytan olgun bir ruh muydu? Şeytan senin ve dolayısıyla insanların düşmanı değil miydi? Şeytanın günahını mı alıyoruz milyonlarca yıldır?
Dona: İblis bir sembol olmayı sevgiyle kabul etti. Hepsi bu.
Ben: Kötü adam rolünü mü teklif ettin ona?
Dona: Alemde hep beraberdik. Tüm ruhlar, sen ve ben. Ben ruhumdan bir parçanın tekamül etmesine karar verdim. Bu serüvende kimlerin yer almak istediğini sordum.
Ben: Şeytanın rolü neydi tam olarak?
Dona: Tekamül serüveninde iyinin karşıtının yani kötünün de olması gerekiyordu. Şeytanın ve ekip arkadaşlarının görevi ise insanlık tarihi boyunca kötüyü temsil etmekti. Kuran’da hem İblis, hem de şeytan kelimeleri ayrı ayrı geçer. Adem ile ilgili olaydan önce ondan İblis diye bahsedilir. Şeytan İblis’in insanın yaratılışından sonra taşımaya başlladığı addır. İblis kendi adı; şeytan ise üstlendiği rölün adıdır. Şeytan şeytanın avukatlığını yapmak üzere dünyaya gelmiştir. Senin doğruyu yanlıştan ayırt etmeni kolaylaştırmak için."
amaç aşikardır; hayat bir okuldur ve tekamül en önemli şeydir felsefesini/reenkarnasyonu benimsetme.. ahiret inkar ettririldikten sonra sayfa 80'lerden sonra ince ince işlenmeye başlıyor..
ilerleyen sayfalarda; “Sonra, ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki, şükredebilesiniz.” ayetini (bakara 56) kendine ispat olarak seçmiş sayın Özdemir, ama bir önceki “Siz şunu da söylemiştiniz: “Ey Mûsa! Biz, Allah’ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız.” Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz.” (bakara 55)'i tabiki es geçmiş..
3. PROBLEM.. Tekamülünü / evrimini tamamlamaya yaklaştığını söyleyen, yeniden doğup- doğmama seçeneğinin kendi elinde olduğunu iddia eden yarı-tanrı bireylerden oluşan kibirli, üstün, elit bir ırk yaratma sorunu..
Sayfa 429 - 18. Bölüm
Ben: Şimdiii, Hz. İsa model insan ya. Tekamül etmiş ve tanrısallaşmış insan modeli. Amacın bu modeli çoğaltmak. 9. tekamül kuşağına ev sahipliği yapan dünyada, ona verdiğin özelliklerin de çoğalması lazım.
....................... kitaptaki örnekler bitmez.. dikkatli ve donanımlı bir şekilde okunulabilecek klasik spiritualist bir kaynak.. ve her spiritualist kaynak gibi doğru bilgiler de içeriyor.. ama bu bir taktiktir hatırlatırım