Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Dikkat!!! Tema lisans bilgilerinize erişilemiyor, lütfen www.xenforo.gen.tr yönetimi ile iletişime geçiniz. Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Kitap] The Secret / Rhonda Byrne

ayla_saglamyasar

Yeni Üye
Üyelik
3 Şub 2010
Konular
5
Mesajlar
32
Reaksiyonlar
0
Evrenin yasalari vardir ve herkese esit davranir. Biri bir binanin en üst katindan düstügünde, evren onun iyi yada kötü biri olmasina bakmaz, Yerçekimi Yasa’sina tabi olarak yere çakilir. Çekim Yasasi da herkes için ayni ölçüde geçerlidir.

·“Düsünceler Somutlasir!..”

(okudugunuza, seyrettiginize, dinlediginize, söylediginize .. dikkat edin.. Bunlarin hepsi sizin düsüncelerinizdir ve gerçek olabilirler!) Unutmayin ki, bütün icatlar tek bir düsünceyle baslamistir.

Yasaminiz, sahip oldugunuz baskin düsüncelerin aynasidir. En çok neleri düsünüyorsunuz?

Çekim Yasasi; sizin iyi ya da kötü bir insan olmanizla, düsüncenizin iyi yada kötü olmasiyla, seçtiginiz cümlenin iyi yada kötü olmasiyla ilgilenmez, onu olumlu olarak algilar ve gerçeklestirmek istediginizi varsayarak gerçeklestirir. “Parasiz kalmak istemiyorum” cümlenizi “parasiz kalmak istiyorum”, sismanlamak istemiyorum” cümlenizi “sisman olmak istiyorum” seklinde algilar ve onu gerçeklestirir.

Düsüncelerinizle sadece ve sadece kendinize zarar verebilir yada sadece kendinizi mutlu edebilirsiniz! Sevgiyi düsündügünüzde, en yüksek frekanstasinizdir.

·Hislerimiz;

ne düsündügümüzden haberdar olmamiz için bize verilmis en müthis armagandir. Iyi düsünürken kötü hissetmeniz imkansizdir. Duygulariniza dikkat edin ve olumsuz hislere sahipseniz hemen farkedip olumlu düsünce ile degistirin! Olumlu duygular yasadikça (sevinç, minnettarlik ve sevgi…) daha fazla olumlu duygu ve olguyu yasaminiza çekeceksiniz.

Hislerimiz; gelisme gösterip göstermedigimiz ya da dogru yolda mi yoksa yanlis yolda mi oldugumuz konusunda bize geri bildirim saglayan bir mekanizmadir. Bir düsünceyi “sürekli” aklimizdan geçirdigimizde; bu mesaj derhal evrene yollanir. Böylece sözkonusu düsünce gider, manyetik olarak benzer frekansa baglanir ve birkaç saniye içinde o frekansa dair bilgileri hislerimiz araciligiyla bize geri gönderir. Diger bir deyisle hislerimiz, hangi frekansta oldugumuzu anlamamiz için Evrenin bize gönderdigi bilgilerden olusan bir iletisim biçimidir. Hislerimiz bize ait bir frekansla geribildirim mekanizmasidir. Iyi seyler hissettigimizde Evren’den bize geri gelen haber “iyi seyler düsünüyorsun” olur.

Kötü seyler hissettigimizde Evren bize “kötü seyler düsünüyorsun”, “Dikkat! su an düsündügün seyi degistir. Olumsuz frekans kayitta. Frekansi degistir. Dikkat! Geri sayim baslamistir” der. Bir daha kötü seyler hissettiginizde Evren’in sinyaline kulak verin. O an, size gelen iyilikleri “olumsuz frekansta oldugunuz için engellediginiz an’dir.” Derhal olumlu düsüncelere yogunlasin, kendinizi iyi hissetmeye basladiginiz anda yeni bir frekansa geçtiginizi; Evren’in de bunu onaylayarak size olumlu hisler gönderdigini anlayacaksiniz.

Kendini mutsuz, öfkeli ya da üzgün hissediyorsan, bunu kolayca degistirebilirsin: Sarki söyleyerek, sevdigin birini ya da bir bebegi düsünerek, güzel anilari hatirlayarak, evcil bir hayvana severek, çiçek koklayarak, agaçlara dokunarak.. birini seç ve öylece kal..

Güne güzel baslar ve mutluluk duygusu içinde kalirsaniz, herhangi bir seyin ruh halinizi degistirmesine izin vermediginiz sürece, çekim yasasi geregince, yasadiginiz mutluluk duygusunu sürekli kilacak bir çok durumu ve insani kendinize çekersiniz..

“Su an kendime çektigim sey nedir?” “…” Peki kendinizi nasil hissediyorsunuz? “Iyi hissediyorum.” O zaman devam edin. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, mutlaka iyi seyler düsünüyorsunuzdur. Böyle durumlarda ilerleme kaydeder, daha çok iyiligi size geri getirerek kendinizi iyi hissetmenizi saglayacak güçlü bir frekans yayarsiniz. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, arzulariniz dogrultusunda bir gelecek yaratiyorsunuz demektir.

Mutlu oldugunuz, kendinizi iyi hissettiginiz zamanlari degerlendirin. Mutlu oldugunuzda, daha çok iyi seyi, güçlü bir biçimde kendinize çekeceginizi unutmayin.

Duygu ve düsüncelerinize gerçek anlamda hakim olmaya basladiginizda, kendi gerçeginizi nasil yarattiginizi da göreceksiniz! Bagimsizliginizin ve gücünüzün kaynagi buradadir.
Siz, kendi yasaminizin Michelangelo’susunuz ve siz kendi yasaminizin saheserisiniz.

“Neye karsi koyarsan, o israrla olmaya devam eder.”

Herhangi bir seye direnmek, yayinlanmis görüntüleri degistirmeye çalismaya benzer. Bos yere ugrasmis olursunuz, asil yapmaniz gereken; duygu ve düsüncelerinizle yeni sinyaller göndererek yeni görüntüler olusturmak için kollari sivamaktir. Savas karsitiysaniz; bundan vazgeçerek baris yanlisi olun. Açliga karsiysaniz; insanlarin tüketebileceklerinden fazla yiyecek bulmalarindan yana olun. Bir politikaciya karsi oldugunuzda ise, onun rakibini destekleyin. Seçimler genellikle, insanlarin karsi çiktigi politikacinin lehine sonuçlanir; çünkü o odak noktasi olmus ve bütün enerjiyi çekmistir. Dünyadaki hersey tek bir düsünceyle basladi. Büyük seyler daha da büyür, çünkü bir kez ortaya çiktiktan sonra daha çok insan tarafindan düsünülürler. Sonra bu düsünce ve duygular, sözkonusu sonucu hayatimizda tutarak daha da büyümesini saglarlar. Zihinlerimizi o düsüncelerden uzaklastirir, sevgiye odaklarsak, o sonuç olusmaz, buharlasip gider.

Hayatiniza birseyleri çekmek istediginizde; davranislarinizin arzularinizla çelismediginden emin olun.

Arzu etmek sizi arzuladiginiz nesneyle birlestirir, ummak ise onu hayatiniza dogru çeker.

Isteklerinizi gerçeklestirmek Evren’in hiç zamanini almaz. Evren 1milyon dolari da 1 dolari da ayni kolaylikla hayata geçirir.

Bir fincan kahve ya da tanidiginiz birini görmek gibi küçük seylerle baslamak, çekim yasasinin isledigini görmenin en kolay yollarindan biridir. Kendinize çekme konusunda sahip oldugunuz güze dair deneyim edindikten sonra, daha büyük seyler yaratma konusuna geçersiniz.

En çok düsündügünü (odaklandigini)

tekrarladigin taktirde (israr)

ayni frekansta olarak (benzer benzeri çeker)

zihninde bosluk yaratirsan (huzur)

mutlaka gerçeklestirirsin.

· Zihinde huzur yaratmak için: Günlük 3-10 dakikalik meditasyonla basla. Örnegin baslangiçta “düsüncelerimin efendisiyim” cümlesiyle niyet çalismasi yaparsan, düsüncelerin üzerinde farkindalik kazanirsin. Zihninde huzur yaratirsan, ona hakim olabilirsin.

·Uyumadan önce pozitif ve olmasini istediginiz seyleri düsünün.. Çekim Yasasi kuvvetleri, biz uykudayken, en son düsündüklerimiz üzerinde çalisir.

Uykuya dalmadan önce o gün yasadiklarinizi düsünün. Istediginiz gibi gitmeyen bir olay ya da an olduysa, bunu da zihninizin içinde sizi mutlu edecek biçimde gelismis gibi yeniden düsünün. Bu olaylari beyninizde tam istediginiz gibi yeniden yarattiginizda, o günün frekansini temizleyerek ertesi gün için yeni bir frekans yaymaya baslarsiniz. Böylece, geleceginiz için kendi isteginiz dogrultusunda yeni görüntüler olusturmus olursunuz.

··Sagligin Sirri:

Fiziksel yapimiz hastaligi; bize durumumuz hakkinda bilgi vermek, bakis açimizin dengesinin bozuldugunu, sevgi ve sükran duygularimizi kaybetmeye basladigimizi bildirmek için yaratir. Sevmek ve sükretmek, denizleri ikiye ayirabilir, daglari yerinden oynatabilir, mucizeler yaratabilir. Sevgi ve sükran, tüm hastaliklari ortadan kaldirabilir. Ve gülmek, gerçekten en iyi ilaçtir.

Hepimiz içimizde kurulu temel bir programla dünyaya geliyoruz. Buna “kendi kendini iyilestirme” deniyor. Yaralandigimizda yaralar kendiliginden kapaniyor, bakteriyel enfeksiyon geçirdigimizde bagisiklik sistemimiz kendi kendine iyilestiriyor. Bagisiklik sistemi kendi kendisini iyilestirmek için tasarlanmistir. Duygusal açidan saglikli bir vücutta hiç bir hastalik barinamaz. Vücudunuz her saniye milyonlarca hücreyi yeniler ve ayni zamanda milyonlarca yeni hücre yaratir. Insanin karsilastigi tüm kötülüklerin, hastaligin, fakirligin ve mutsuzlugun nedeni, kusurlu düsüncelerdir. Olumsuz düsüncelerin ve stresin, insan bedenine ve beyin fonksiyonlarina ciddi zararlar verdigi ispatlanmistir. Bunun nedeni; duygu ve düsüncelerimizin sürekli bir araya gelip, yeniden organize olup bedenimizi bastan yaratmalaridir.

Yaslanmaya dair tüm inanislar bizim zihnimizden kaynaklanir, bu yüzden bu düsünceleri bilincinizden atarak, ebedi gençlik ve saglik fikri üzerinde yogunlasin. Toplumun hastalik ve yaslilik konusunda verdigi mesajlari dinlemeyin. Vücudunuzun sadece bir kaç aylik oldugunu, tipki bir çocugunki gibi esnek ve mükemmel oldugunu düsünün. Mükemmel sagliga, mükemmel bir vücuda, mükemmel bir kiloya ve sonsuz gençlige ulasacak sekilde düsünebilirsiniz. Sürekli mükemmelligi düsünerek bunu gerçeklestirebilirsiniz.

Etrafinizda ne olursa olsun, parmaginizla “mutlu hissetme dügmesi”ne basin ve basili kalsin..

Hastaliklardan bahseden birini dinlediginizde, buna odaklandiginiz için siz de hastaligi davet edersiniz. Ayrica onun hastaliginin ilerlemesi yönünde enerji vermis olursunuz. Bu durumdaki birine yardimci olmak istiyorsaniz; sohbet konusunu elinizden geldigince güzel seylere yönlendirin ya da kendi yolunuza gidin. Oradan uzaklasirken ise; o insanin saglikli oldugunu imgeleyerek ve hissederek ona güç ve enerji verin, gerisini akisa birakin.

“Hikayem 10 mart 1981’de basliyor. O gün gerçekten hayatim degisti. Asla unutmayacagim bir gündü. Uçak kazasi geçirmis ve tamamen felç olmus bir vaziyette hastaneye yatirilmistim. Omuriligim ezilmis, birinci ve ikinci boyun omurlarim kirilmisti. Yutma refleksim yokoldugundan bir sey yiyip içemiyor, diyaframim zedelendiginden nefes alip veremiyordum. Yapabildigim tek sey gözlerimi kirpmakti. Doktorlar ömrümün geri kalanini bitkisel hayatta geçirecegimi söylediler tabii. Bundan sonra yapabilecegim tek sey gözlerimi kirpmak olacakti. Bana baktiklarinda gördükleri tablo bu olmasina ragmen, onlarin ne düsündügünün bir önemi yoktu. Asil önemli olan, benim ne düsündügümdü. Kendimi yeniden normal bir insan gibi o hastaneden çikip giderken hayal ettim. Hastanede yatarken yapabilecegim tek sey zihnimi çalistirmakti ve suurunuz yerinde olduktan sonra, gerisini tekrar eski haline getirebilirsiniz. Solunum cihazina bagli yasiyordum.Doktorlar diyaframim parçalandigi giçin bir daha asla kendi kendime nefes alamayacagimi söylemislerdi ama içimdeki küçük bir ses bana “derin nefes al, derin nefes al” diyordu. Sonunda solunum cihazindan çikarildim. Doktorlar bu duruma bir açiklama getiremediler. Bense, beni amacimdan ya da zihnimde canlandirdigim görüntüden uzaklastiracak herhangi bir seyin aklima girip dikkatimi dagitmasina izin veremezdim. Noel’de hastaneden yürüyerek çikmayi kendime hedef koymustum ve bunu basardim. Kendi iki ayagim üzerinde yürüyerek hastaneden çiktim. Bunun olamayacagini söylemislerdi. O günü asla unutmayacagim. Su an disarida bulunan ve aci çeken insanlari düsünerek hayat hikayemi özetlemem ve onlara hayatta neler yapabileceklerini kisaca anlatmam gerekseydi; her seyi dört sözcükte toplayarak özetlerdim “insan düsündügü sey olur.” Morris Goodman – Yazar ve Uluslararasi Konusmaci

Düsüncelerinizin Gücünün farkina Varin

Bütün gücünüz, o gücün farkinda olmaktan ve bu bilinci kaybetmemekten geliyor. Onu basibos birakirsaniz, beyniniz raydan çikmis bir buharli trene benzeyebilir. Geçmiste yasadiginiz kötü olaylari alip geleceginize yansitarak, sizi geçmisinizden de geleceginizden de koparabilir. Bu kontrol-disi düsünceler de bir sey olusturmaktadir. SIMDIKI ZAMANda yasadiginizin farkina vardiginiz taktirde, ne düsündügünüzün farkinda olursunuz. Böylece düsünceleriniz üzerinde kontrol kazanmis olursunuz. Gücünüzün kaynagi da buradadir.

Peki daha çok farkindaligi nasil kazanacaksiniz? Bunu yapmanin yollarindan biri; bir an için durup kendinize, “Su an ne düsünüyorum?” “Su an ne hissediyorum?” diye sormaktir. Bunu kendinize sordugunuz an, duygu ve düsüncelerinizi fark ettiniz demektir; çünkü beyninizi simdiki zamana getirmis olursunuz. Bu uygulamayi her gün yüzlerce kez yapin; çünkü biliyorsunuz ki gücünüzün tamami; o farkinda olmaktan geliyor.

Kendinizi tamamiyle sevmek için; kendinize dair yeni bir boyutta içinize odaklanmalisiniz. Bir dakika durup sessizce oturun ve kendi içinizdeki yasamin varligini hissetmeye odaklanin. Siz içinizdeki varolusa odaklandikça, o da Size kendisini gösterecektir. Bu; katiksiz sevgiyi, çok büyük bir mutlulugu ve o varolusa sükretmeyi duyumsamaktir. Büyük olasilikla hayatinizda ilk kez kendinizi böylesine kusursuz bir sevgiyle seveceksiniz.
 
öneri üzerine okuduğum kitaplardan biridir..bir öğrencim öğretmenim ben okudum pozitif düşünceyle üniversite sınavını kzanacağım diyince şaşırmıştım..gençler kitabın özünde bir amaca odaklanırsanız zaten o amacı gerçekleştirmek için adım atarsınız kısmını görmezden geliyorlar...
 
Çok güzel bir kitap...kesinlikle okunmalı :)
 
Üst Alt