Merhaba Dertdaşlar !
Hikayem uzun olacak ama bazı noktaları atlamadan aktarmak istiyorum .
.....Sol kulağımdaki işitme kaybımı , ailem ben orta 2. sınıfa giderken fark etti.Fark eder etmez beni Bursa Tıp Fakültesine kbb polikliniğine götürdü.Orada defalarca işitme testine girdim.Fakat hastalığıma bir türlü teşhis koyamadılar.Zannediyorum o yıllarda babam işçi olduğu için , tıp fakültesinde benim muayenem ücretli idi.En sonunda bir gidişimizde KBB odyometri bölümündeki şahıs vicdana geldi ve şöyle dedi :
- Kardeşim ! Artık gelmeyin .Bunlar boş yere sizin paranızı alıyorlar.
Biz de o günden sonra doktora gitmeyi bıraktık.
Ondan sonra benim için orta okul ve lise hayatım boyunca da sıkıntılı dönemler başladı.Çünkü sol kulağım hiç duymuyordu.
Bir kulağımın hiç duymaması , içine kapanık olmama sebebiyet vermişti.Sosyal ortamlardan , kalabalık arkadaş ortamlarından uzak durmaya çalışıyordum.Lisede sınıfta hep en arka sıralara oturuyordum.Hocalarımın yazdırmak için söyledikleri konuşmaları ya tamamen anlamıyor ya da kısmen anlayabiliyordum. Bu yüzden sürekli yanında oturduğum sıra arkadaşlarımın defterlerine bakarak yazıyor ya da dersten sonra teneffüslerde arkadaşlarımın yazdıklarını defterime geçiriyordum.Bir kulağımın hiç duymamasından dolayı arkamdan gelen seslerin yönünü tayin edemiyor bazen de arkamdan seslenenleri hiç duymuyordum.İşte ancak böyle zamanlarda insanlar bende işitme kaybı olduğunu anlıyorlardı.Böylelikle ite kaka liseyi bitirdik.Sonra bir yıl üniversite hazırlık dershanesine gittim.Orada da bu sıkıntılar devam etti.Psikolojim hiç iyi değildi.Hastalığımın etkisiyle çabuk sinirlenen , asabi , alıngan biri olmuştum.
Sonra 1998 yılında üniversite sınavı sonucunda K.T.Ü Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandım.
Üniversite hayatında da aynen lisede olduğu gibi utangaç ve içine kapanık biri olduğum için hep en arka
sıralara oturuyordum.Haliyle sınıfta en arka sıralarda oturduğum için , öğretmenler ders notlarını yazdırırken ben yazıyor gibi yapıyor daha sonra notları arkadaşlarımdan alıp defterime geçiriyordum.
Üniversite 1.sınıfta okurken beraber kaldığımız bir dostumun abisi benim durumumu anladı ve beni Trabzon Farabi Tıp Fakültesi'nde bir yrd. doç kbb uzmanına yönlendirdi.Ben o zamana kadar sol kulağımın işitme cihazı ile duyabileceğini tahmin ediyor fakat cihaz kullanmayı düşünmediğimden bunu askıya alıyordum.
dr. beni muayene etmeden ilk önce odyometri testine gönderdi.Sonra ben testi alıp yanına çıktığımda bana
- sol kulak hiç duymuyor sağ kulakta da az bir işitme kaybı var dedi.
ben doktora sol kulağım için
- peki cihaz kullanabilir miyim ? diye sordum.O da bana
-hayır kullanamazsın .İleride diğer kulağının da işitme kaybı artarsa o zaman düşünürsün dedi.
Ben orada büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.Bir de dr.bana
-sağ kulağını korumalısın demişti.
ondan sonra bir-iki kere daha kbb doktoruna gittim.Diğer doktorlar da bana
-sol kulağın ile işitme cihazı ile dahi olsa duyamazsın.sağ kulağın ile idare et .
demişlerdi.
sonra fakülteyi bitirdim . öğretmen oldum .. askere gittim ..evlendim . . çocuklarım oldu ..hayatımı tek kulağımla idare ederek devam ettiriyordum. Ta ki 2010 yılının Ekim ayına kadar ...
Bir gün dört yaşındaki oğlumda yatakta şakalaşıyorduk.Ben ve oğlu sırt üstü yan yana yatıyorduk.Oğlum şımarıklığın da etkisiyle yatar vaziyette iken sağ eliyle benim sağlam olan sağ kulağıma şiddetli bir tokat attı.
Oğlum tokadı atar atmaz sessizliğe gömüldüm.Canım fazla acımamıştı.Fakat tokadın basınç etkisi ile sağ kulağım da duymaz olmuştu.Tabi ben o tokadın ilk dakika ve saatlerinde bunun basıncın etkisiyle geçici bir işitme kaybına neden olduğunu düşündüm.Kulak zarımın yırtılacağı hiç aklıma gelmedi.
1 gün 2 gün derken 3.günün sonunda işitmem eski durumuna dönmeye başladı.Fakat yine de ben özel bir tıp merlezinde kbb doktoruna gittim.Başımdan geçenleri dr'a anlattım.
Hikayem uzun olacak ama bazı noktaları atlamadan aktarmak istiyorum .
.....Sol kulağımdaki işitme kaybımı , ailem ben orta 2. sınıfa giderken fark etti.Fark eder etmez beni Bursa Tıp Fakültesine kbb polikliniğine götürdü.Orada defalarca işitme testine girdim.Fakat hastalığıma bir türlü teşhis koyamadılar.Zannediyorum o yıllarda babam işçi olduğu için , tıp fakültesinde benim muayenem ücretli idi.En sonunda bir gidişimizde KBB odyometri bölümündeki şahıs vicdana geldi ve şöyle dedi :
- Kardeşim ! Artık gelmeyin .Bunlar boş yere sizin paranızı alıyorlar.
Biz de o günden sonra doktora gitmeyi bıraktık.
Ondan sonra benim için orta okul ve lise hayatım boyunca da sıkıntılı dönemler başladı.Çünkü sol kulağım hiç duymuyordu.
Bir kulağımın hiç duymaması , içine kapanık olmama sebebiyet vermişti.Sosyal ortamlardan , kalabalık arkadaş ortamlarından uzak durmaya çalışıyordum.Lisede sınıfta hep en arka sıralara oturuyordum.Hocalarımın yazdırmak için söyledikleri konuşmaları ya tamamen anlamıyor ya da kısmen anlayabiliyordum. Bu yüzden sürekli yanında oturduğum sıra arkadaşlarımın defterlerine bakarak yazıyor ya da dersten sonra teneffüslerde arkadaşlarımın yazdıklarını defterime geçiriyordum.Bir kulağımın hiç duymamasından dolayı arkamdan gelen seslerin yönünü tayin edemiyor bazen de arkamdan seslenenleri hiç duymuyordum.İşte ancak böyle zamanlarda insanlar bende işitme kaybı olduğunu anlıyorlardı.Böylelikle ite kaka liseyi bitirdik.Sonra bir yıl üniversite hazırlık dershanesine gittim.Orada da bu sıkıntılar devam etti.Psikolojim hiç iyi değildi.Hastalığımın etkisiyle çabuk sinirlenen , asabi , alıngan biri olmuştum.
Sonra 1998 yılında üniversite sınavı sonucunda K.T.Ü Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandım.
Üniversite hayatında da aynen lisede olduğu gibi utangaç ve içine kapanık biri olduğum için hep en arka
sıralara oturuyordum.Haliyle sınıfta en arka sıralarda oturduğum için , öğretmenler ders notlarını yazdırırken ben yazıyor gibi yapıyor daha sonra notları arkadaşlarımdan alıp defterime geçiriyordum.
Üniversite 1.sınıfta okurken beraber kaldığımız bir dostumun abisi benim durumumu anladı ve beni Trabzon Farabi Tıp Fakültesi'nde bir yrd. doç kbb uzmanına yönlendirdi.Ben o zamana kadar sol kulağımın işitme cihazı ile duyabileceğini tahmin ediyor fakat cihaz kullanmayı düşünmediğimden bunu askıya alıyordum.
dr. beni muayene etmeden ilk önce odyometri testine gönderdi.Sonra ben testi alıp yanına çıktığımda bana
- sol kulak hiç duymuyor sağ kulakta da az bir işitme kaybı var dedi.
ben doktora sol kulağım için
- peki cihaz kullanabilir miyim ? diye sordum.O da bana
-hayır kullanamazsın .İleride diğer kulağının da işitme kaybı artarsa o zaman düşünürsün dedi.
Ben orada büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.Bir de dr.bana
-sağ kulağını korumalısın demişti.
ondan sonra bir-iki kere daha kbb doktoruna gittim.Diğer doktorlar da bana
-sol kulağın ile işitme cihazı ile dahi olsa duyamazsın.sağ kulağın ile idare et .
demişlerdi.
sonra fakülteyi bitirdim . öğretmen oldum .. askere gittim ..evlendim . . çocuklarım oldu ..hayatımı tek kulağımla idare ederek devam ettiriyordum. Ta ki 2010 yılının Ekim ayına kadar ...
Bir gün dört yaşındaki oğlumda yatakta şakalaşıyorduk.Ben ve oğlu sırt üstü yan yana yatıyorduk.Oğlum şımarıklığın da etkisiyle yatar vaziyette iken sağ eliyle benim sağlam olan sağ kulağıma şiddetli bir tokat attı.
Oğlum tokadı atar atmaz sessizliğe gömüldüm.Canım fazla acımamıştı.Fakat tokadın basınç etkisi ile sağ kulağım da duymaz olmuştu.Tabi ben o tokadın ilk dakika ve saatlerinde bunun basıncın etkisiyle geçici bir işitme kaybına neden olduğunu düşündüm.Kulak zarımın yırtılacağı hiç aklıma gelmedi.
1 gün 2 gün derken 3.günün sonunda işitmem eski durumuna dönmeye başladı.Fakat yine de ben özel bir tıp merlezinde kbb doktoruna gittim.Başımdan geçenleri dr'a anlattım.
Son düzenleme: