DİBE VURMAK
Hava nemlidir... Güneş göstermez yüzünü.. Asla ısınmazsın... Hafif bir ürperti sırtında...
Herkesten kaçırırsın gözünü ... Kimsenin yüzüne gülmezsin... Kimseyi görmezsin.....
Ait olduğun düşünce, ait olduğun aile, ait olduğun kadın/erkek yoktur. Ait olduğun inanç, parti ve takım yoktur... Oyundan kendi isteğinle ayrılmışsındır. ''Hayat oyunu'' sana oyun gelmeye başlamıştır. Sıkılmaya başlamışsındır bu bildiğin, sonucunu bildiğin oyundan.
Ceplerin delik, içki şişelerin bitmiş, son sigara da yanıp sönmüştür..
Aranılacak numara kalmamış, telefon taşınılmaz olmuştur... Ağaçların, yaprağını dökmüş... Çiçeklerin, solmuş... Suyun, kokmuş... Hava, boğmaya başlamıştır seni..
Hızla dalarsın dibe... Dibe vurursun ve orada, dibi kazmaya başlarsın... Daha dibi, ararsın...
Diptesindir artık... Şöyle havuzun dibine ayaklarını bir vurup, hızla yukarı çıkmaya benzemez bu durum.. Mesken tutarsın dibi... İç boşalmışlığının, içindesindir artık... Aklına ne gelirse gelsin ;
Acıtıcı bir küfür karşılar onları, içinden... Anıların silinir hafızandan... Sen o günlüksündür... O anlar yaşındasındır... Sahibin, sahip olduğun bir şey yoktur... Anlamın, anlam verdiğin bir şey yoktur...
Gelmişin, geçmişin, geleceğin yoktur.
Günler sonra bir söz çınlar kulaklarında; İlla birileri mi lazım sana?... illa, billa, şart mı birileri yukarı çıkman için? İlla bir güler yüz mü gerek, senin gülmen için? İlla bir şey mi lazım sana, bir şeye tutunman için? Ahaaaaaa, ÖZGÜRSÜN işte, daha ne istiyorsun? Bağın, bağlantın, etkilendiğin ve etkilemek zorunda olduğun bir şey yok... Zorunda olduğun tek şey kaldı; O da YAŞAMAK...
Onu da seçmekte özgürsün şu an... Ölmek yada yaşamak... Aha bu kadar
zirvesindesin özgürlüğün...
Sahi ya, Özgürlük Yaşamak mı, ölmek mi yoksa Özgürlük?
Yoksa Ait olmayı, olabilmeyi seçebilmek mi özgürlük? Özgürlük seçebilmek mi yoksa?
Sevdiğini, sevdiklerini, dinini, ırkını, ülkeni seçebilmek mi?
Hava nemlidir... Güneş göstermez yüzünü.. Asla ısınmazsın... Hafif bir ürperti sırtında...
Herkesten kaçırırsın gözünü ... Kimsenin yüzüne gülmezsin... Kimseyi görmezsin.....
Ait olduğun düşünce, ait olduğun aile, ait olduğun kadın/erkek yoktur. Ait olduğun inanç, parti ve takım yoktur... Oyundan kendi isteğinle ayrılmışsındır. ''Hayat oyunu'' sana oyun gelmeye başlamıştır. Sıkılmaya başlamışsındır bu bildiğin, sonucunu bildiğin oyundan.
Ceplerin delik, içki şişelerin bitmiş, son sigara da yanıp sönmüştür..
Aranılacak numara kalmamış, telefon taşınılmaz olmuştur... Ağaçların, yaprağını dökmüş... Çiçeklerin, solmuş... Suyun, kokmuş... Hava, boğmaya başlamıştır seni..
Hızla dalarsın dibe... Dibe vurursun ve orada, dibi kazmaya başlarsın... Daha dibi, ararsın...
Diptesindir artık... Şöyle havuzun dibine ayaklarını bir vurup, hızla yukarı çıkmaya benzemez bu durum.. Mesken tutarsın dibi... İç boşalmışlığının, içindesindir artık... Aklına ne gelirse gelsin ;
Acıtıcı bir küfür karşılar onları, içinden... Anıların silinir hafızandan... Sen o günlüksündür... O anlar yaşındasındır... Sahibin, sahip olduğun bir şey yoktur... Anlamın, anlam verdiğin bir şey yoktur...
Gelmişin, geçmişin, geleceğin yoktur.
Günler sonra bir söz çınlar kulaklarında; İlla birileri mi lazım sana?... illa, billa, şart mı birileri yukarı çıkman için? İlla bir güler yüz mü gerek, senin gülmen için? İlla bir şey mi lazım sana, bir şeye tutunman için? Ahaaaaaa, ÖZGÜRSÜN işte, daha ne istiyorsun? Bağın, bağlantın, etkilendiğin ve etkilemek zorunda olduğun bir şey yok... Zorunda olduğun tek şey kaldı; O da YAŞAMAK...
Onu da seçmekte özgürsün şu an... Ölmek yada yaşamak... Aha bu kadar
zirvesindesin özgürlüğün...
Sahi ya, Özgürlük Yaşamak mı, ölmek mi yoksa Özgürlük?
Yoksa Ait olmayı, olabilmeyi seçebilmek mi özgürlük? Özgürlük seçebilmek mi yoksa?
Sevdiğini, sevdiklerini, dinini, ırkını, ülkeni seçebilmek mi?