Umutlarımı geri verin!
Hepimiz yaşamın içinde çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyoruz.. Sebebi ne olursa olsun bu sorunların üstesinden gelerek yaşamak zorundayız.. Ama öyle bir an geliyor ki...
Çaresizlik, çözümsüzlük sarıyor düşüncelerinizi. Sanki ahtapotun kolları arasında sıkılıyorsunuz.
Kurtulmak için çırpındıkça, o kollar daha bir sıkıyor, sıkıyor nefes alamıyorsunuz...
Çocukluğunuza geri dönmek istiyorsunuz. Hayatın gerçeklerinden, acılarından olumsuzluklarından habersiz olduğunuz o yıllara...
Anne kucağında sevgi ile okşanıyor olmak...
Büyümek, hayatı yaşayarak öğrenmenin şokları ile de karşılaşmak aslında.
Umut, yaşama tutunma iplerimizden biri.
Hele de bizim yaşlarımıza gelindiğinde, daha bir sıkıca tutmak ihtiyacında oluyoruz çoğunlukla.
Kendimi bildim bileli, çevremdeki insanların yüzlerinde hep gülücükler olsun istedim.
Şarkılar oynak, kıvrak, neşeli namelerle duyulsun...
İhtiyacım vardı, bunları görmeli, hissetmeli, duymalıydım.
Ancak o zamanlarda mutlu oluyor, içimdeki isyan duygusunu uyutabiliyordum.
Küçücük bedenimde sol kolumun hareket azlığı, iki elimi kullanmam gerektiği zamanlarda kullanamayışım, isyanıma sebep oluyordu.
Çocuk dünyası, her ne kadar masal dünyası ile şekillenmiş olsa da, o masallardaki kötü cadılar, hain kurtlar, kıskanç ruhların hayatımızın her evresinde karşımıza çıktığını görürüz.
İyi kalpli krallar, prensesler de girip çıkar bu hayat sahnesindeki oyunlara... Sayıları az olur maalesef.
Onların yakınınızda olması size güvenmeyi, dostluğu hissettirir. Yalnızlığı, çaresizliği hissetmezsiniz.
Varlıkları ile mutlu olursunuz, başınıza gelmiş ya da gelebilecek her türlü olumsuzlukta
yanınızda destek olacaklarını bilmek size güç verir.
Yıllar geçip giderken, birşeyler değişmeye başlar.
Değişimin olumsuz yönleri ile karşılaşmak ürkmeye yol açar. Olmasını istemedğiniz olaylarla karşı karşıya kalınca, çare arayışına girersiniz.
İşte o arayışlara başladım bir kaç yıldır.
Bunca yıl beni yaşatan bedenimin artık yorulduğunu hissediyorum. Zorlanarak da olsa kullandığım ötekine göre sağlam görünen kolumun, parmaklarımın yorgunluk, güçsüzlük emareleri başladı. Ama yaşayabilmek için kullanmaya devam etmek zorundayım.
Yıllar önce doktorun söyledikleri kulaklarımda çınlıyor hala...
'' Çocuk felci vücudunda bu kadar az hasar bıraktığı için şanslısın. ''
Evett şanslıyım. Benden daha fazla kalıcı hasarı olanlara göre şanslıyım.
Ama, yardıma muhtaç olmak duygusu var ya, o duygu hangi konuda olursa olsun sizin isyanınıza sebep oluyor.
O isyan bazen itici bir güç oluyor. Başkalarına göre daha fazla birşeyler yapmak gerektiğini düşünüyorsunuz.
Sizde eksik olanı kamufle etmek için.
Çocuklar acımasızdı... Topu tutamadığım için beni oyunlarına almadıklarında.
Okumalı idim, okudum... Üniversite bitti.
Çalışmalıydım, hem de çok... Çalıştım. Özveri, sadakat ve gücümün çok üzerinde bir eforla.
İnsanlara tüm sevgi, şevkat duygularımı sundum hesapsızca...
Herkes işine yarayan ne varsa alıp götürdü benden...
Emekli olunca bahçeli bir evdi hayalim. Kuş sesleri arasında, balkonumda oturduğum günlerin hayalini umutlarıma katmıştım. Şimdi o evdeyim...
Bahçemde ağaçlarım, yağan yağmurlardan beslendi iyice. Kuşlar ötüşüyor dallarda.
Ama ben, çok geç kaldığımı hissediyorum bu güzelliklerle bir arada olabilmek adına.
Ruhum yorgun, bedenim yorgun...
Başkalarının gülümseyen yüzlerini görebilmek adına kendi gülüşümü unutmuşum...
O yüzlerde, o gözlerdeki her bakışın ışığını görebilmek adına, ben umutlarımı harcamışım.
Işığımı söndürmüşüm...
Haykırsam bir faydası olmaz biliyorum. Ama yine de son bir gayretle sesleniyor ve tek bir şey istiyorum.
Umutlarımı geri verin! ! !
Hepimiz yaşamın içinde çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyoruz.. Sebebi ne olursa olsun bu sorunların üstesinden gelerek yaşamak zorundayız.. Ama öyle bir an geliyor ki...
Çaresizlik, çözümsüzlük sarıyor düşüncelerinizi. Sanki ahtapotun kolları arasında sıkılıyorsunuz.
Kurtulmak için çırpındıkça, o kollar daha bir sıkıyor, sıkıyor nefes alamıyorsunuz...
Çocukluğunuza geri dönmek istiyorsunuz. Hayatın gerçeklerinden, acılarından olumsuzluklarından habersiz olduğunuz o yıllara...
Anne kucağında sevgi ile okşanıyor olmak...
Büyümek, hayatı yaşayarak öğrenmenin şokları ile de karşılaşmak aslında.
Umut, yaşama tutunma iplerimizden biri.
Hele de bizim yaşlarımıza gelindiğinde, daha bir sıkıca tutmak ihtiyacında oluyoruz çoğunlukla.
Kendimi bildim bileli, çevremdeki insanların yüzlerinde hep gülücükler olsun istedim.
Şarkılar oynak, kıvrak, neşeli namelerle duyulsun...
İhtiyacım vardı, bunları görmeli, hissetmeli, duymalıydım.
Ancak o zamanlarda mutlu oluyor, içimdeki isyan duygusunu uyutabiliyordum.
Küçücük bedenimde sol kolumun hareket azlığı, iki elimi kullanmam gerektiği zamanlarda kullanamayışım, isyanıma sebep oluyordu.
Çocuk dünyası, her ne kadar masal dünyası ile şekillenmiş olsa da, o masallardaki kötü cadılar, hain kurtlar, kıskanç ruhların hayatımızın her evresinde karşımıza çıktığını görürüz.
İyi kalpli krallar, prensesler de girip çıkar bu hayat sahnesindeki oyunlara... Sayıları az olur maalesef.
Onların yakınınızda olması size güvenmeyi, dostluğu hissettirir. Yalnızlığı, çaresizliği hissetmezsiniz.
Varlıkları ile mutlu olursunuz, başınıza gelmiş ya da gelebilecek her türlü olumsuzlukta
yanınızda destek olacaklarını bilmek size güç verir.
Yıllar geçip giderken, birşeyler değişmeye başlar.
Değişimin olumsuz yönleri ile karşılaşmak ürkmeye yol açar. Olmasını istemedğiniz olaylarla karşı karşıya kalınca, çare arayışına girersiniz.
İşte o arayışlara başladım bir kaç yıldır.
Bunca yıl beni yaşatan bedenimin artık yorulduğunu hissediyorum. Zorlanarak da olsa kullandığım ötekine göre sağlam görünen kolumun, parmaklarımın yorgunluk, güçsüzlük emareleri başladı. Ama yaşayabilmek için kullanmaya devam etmek zorundayım.
Yıllar önce doktorun söyledikleri kulaklarımda çınlıyor hala...
'' Çocuk felci vücudunda bu kadar az hasar bıraktığı için şanslısın. ''
Evett şanslıyım. Benden daha fazla kalıcı hasarı olanlara göre şanslıyım.
Ama, yardıma muhtaç olmak duygusu var ya, o duygu hangi konuda olursa olsun sizin isyanınıza sebep oluyor.
O isyan bazen itici bir güç oluyor. Başkalarına göre daha fazla birşeyler yapmak gerektiğini düşünüyorsunuz.
Sizde eksik olanı kamufle etmek için.
Çocuklar acımasızdı... Topu tutamadığım için beni oyunlarına almadıklarında.
Okumalı idim, okudum... Üniversite bitti.
Çalışmalıydım, hem de çok... Çalıştım. Özveri, sadakat ve gücümün çok üzerinde bir eforla.
İnsanlara tüm sevgi, şevkat duygularımı sundum hesapsızca...
Herkes işine yarayan ne varsa alıp götürdü benden...
Emekli olunca bahçeli bir evdi hayalim. Kuş sesleri arasında, balkonumda oturduğum günlerin hayalini umutlarıma katmıştım. Şimdi o evdeyim...
Bahçemde ağaçlarım, yağan yağmurlardan beslendi iyice. Kuşlar ötüşüyor dallarda.
Ama ben, çok geç kaldığımı hissediyorum bu güzelliklerle bir arada olabilmek adına.
Ruhum yorgun, bedenim yorgun...
Başkalarının gülümseyen yüzlerini görebilmek adına kendi gülüşümü unutmuşum...
O yüzlerde, o gözlerdeki her bakışın ışığını görebilmek adına, ben umutlarımı harcamışım.
Işığımı söndürmüşüm...
Haykırsam bir faydası olmaz biliyorum. Ama yine de son bir gayretle sesleniyor ve tek bir şey istiyorum.
Umutlarımı geri verin! ! !
Selma Güneş