hckavuklu'nun bahsettiği Anayasa'nın 90. maddesinin nasıl uygulanacağına dair hukuk çevrelerinde hala süren bir karmaşa mevcut. ancak genel yorum, insan haklarına dair uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanacağı yönündedir.
fakat bilindiği gibi uluslararası sözleşmelerin maddeleri çerçeve hüküm niteliğindedir. yani doğrudan uygulamak çoğu zaman mümkün değildir. açmam gerekirse, ceza kanununda önce suç tanımlanır, ardından yaptırımı gelir. (TCK. 81. madde:Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.)
buna karşılık uluslararası sözleşmelerde ceza belirtilmez. sonuç olarak, bir hakim bu sözleşmeye dayanarak bir kimseye ceza veremez. ancak bilinmeli ki hukukta çare tükenmez
engellileri ilgilendiren en önemli haklar, sosyal haklardır. ve uluslararası sözleşmelerdeki sosyal hakların uygulanmasının denetlenmesi diğer haklara göre daha çetrefillidir.
avrupa insan hakları sözleşmesi (AİHS) ise sosyal hakları içermediğinden, avrupa insan hakları mahkemesi (AİHM) sosyal hakların ihlallerini inceleyip karar vermez. zira AİHM sadece AİHS deki hakların ihlalleri hakkında karar verebilir.
buna karşılık AİHM verdiği kararlarda ilgili sözleşmenin hükümlerini esnek yorumlama taraftarıdır. ve bu yönde en önemli hükümlerden biri özel hayatın korunmasına dair AİHS'nin 8. maddesidir. bunun nedeni mahkemenin özel hayatın korunması içinde kişisel gelişimi de görmesidir. bu yönde bir kişinin kişisel gelişimini önleyen devlettin sözleşmenin 8. maddesini ihlal ettiğine hükmedebilir. konu genişledi, AİHM'e yapılan bir başvuruda, ortapedik bir engelli, yaşadığı kasabada birçok kamu binasının erişime uygun olmadığını ve bunun kişisel gelişimine mani olduğu iddiasında bulunmuş ancak başvuru sonuçta reddedilmiştir. mahkeme ihlalin var olması için, kişinin bu ihtiyacının somut, yakın ve zorunlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini belirtmiştir. örneğin bu kişi, ben avukatım, yaşadığım şehirde adliye asansör bulunmayan bir binanın üçüncü kattında. ve ben tekerlekli sandalye kullandığımdan duruşma salonuna çıkamıyor, duruşmalara giremiyor, ve kişilliğimi geliştiremiyorum savunmasında bulunarak sonuç elde edebilir.
konuya dönersek, uluslararası sözleşmelerin uygulanması gerekir, uygulanmaması durumunda taraf devlet zor duruma düşer. uluslararası insan hakları sözleşmelerinin uygulamasını izleyen komiteler kurulur. bu komitelere taraf devlet, düzenli aralıklarla sözleşmeye dair rapor sunar, komite raporu inceleyip, gerekirse taraf devlete sorular yöneltir. ayrıca, son olarak bu raporların değerlendirildiği bir sonuç raporu yayınlar bu sonuç raporunda taraf devletin hangi hususlarda eksiklerinin olduğu belirtilir. varolan uygulama, STK ların taraf devletle birlikte çalışarak raporun hazırlanmasına katkıda bulunması ya da gölge bir rapor hazırlayarak ilgili komiteye sunması yönündedir. (engelli haklarına dair sözleşmede de bu yöntemi öngören bir denetim sistemi var)
uluslararası insan hakları sözleşmelerinin denetim mekanizması genelde güçlü olmaz. bunun istisnası AİHM dir. AİHM sinin engelliler hakkında verdiği kararlar pek iç açıcı olmasa da, toptan karamsarlığa sevk edecek bir durum yoktur.
uluslararası insan hakları sözleşmeleri standartları belirler. taraf devletlere örnek alacakları bir standart gösterir. olması gereken(standart), taraf devletin vatandaşları için de taleplerini dayandıracakları güçlü bir kaynaktır. hatta ülkelerinin uymayı vaat ettiği bir dayanak. mahkemelerin hemen uygulamaya geçip, sözleşmeyi hayata geçirmeleri mümkün olmasa bile, sivil toplumun elini güçlendirir bu sözleşmeler.
ayrıca, standartlardan söz açılmışken, söz konusu sözleşme, detaylı hükümleriyle yol gösterici niteliktedir. ve ayrımcılığın önlenmesi, makul uyumlulaştırma hükümleriyle hakimlere ışık tutacaktır.