murat bey, mesajınla yeri geldi anlatayım,
hayat enerjisi maksimum, yüzünden gülücük eksik olmayan 21 yaşını bitirmiş bir genç kızken bir pazar sabahı kolumda bir ağrıyla uyandım. ağrı hafif ancak rahatsız ediciydi. şiddetlendi, şiddetlendi ve yaklaşık yarım saatlik süre içinde babamın arabasına battaniye ile taşınmış halde acil servise doğru yoldaydım.. (sene 2003..) iyileşmem hızlı oldu konu orda olmadığından uzatmayacağım ama 8 ay sonra yürümem normal, tek sorun sağ elimin ince işleri yapamaması iken biriyle tanıştım. onu aklımda öyle bir yere yukselttım kı aslında birbirimizden çok farklı olduğumuzu gözüm görmedi. bana iyi davranması, elimi sorun yapmaması her şeye bedeldi.. tanıştıktan 2 yıl sonra evlendik. mezhep farkı, siyasi görüş farkı bir yana gerçekten farklı görüşlerdeydik.. nitekim evliliğimiz onun istemesiyle ancak benim bitirmemle 14 ay sonra "bitti". hiç aklıma, daha sonraları omuriliğimde gelişen sıkıntıyla ayağımın hafif aksaması ya da elimi sorun edebileceği gelmemişti. inanın ilkokuldan beri kalbim boş kalmamıştır
ama o farklıydı çok sevdim boyu devrilmeyesice
.. neyse 2007 Aralık ayında resmen de ayrıldıktan yaklaşık 2 sene sonra bir arkadaşıma ondan bahsederken kafamda bir ampul parladı (kırılasıca
). tüm hareketleri gözümün önünden geçerken bazıları bu kez dikkatimi çekmişti ki evet benim durumumu sorun yapmıştı. bana olan sevgisinden şüphe etmiyorum hala, ancak yanımda olacak kadar güçlü olamadığından uzaklaşmış, ayrılmam için çook sorunlar yaşatmıştı. ona kırgınım hala, bile bile bu yola çıktığı için benle ama yinede tüm suç onundur diyemiyorum. çünkü;
ben 2003te hastalandığımda omuriliğimde c4-6 seviyesinde damar yumağı olduğunu ve o damarların kanama yaptığını, ameliyatın ölüm ve tamamen felçli kalma olasılıklarının iyileşmekten daha fazla olduğunu bu yüzden, hazır da durumum iyileşiyorken o riski almamam gerektiğini söyleyen dr.um 5-6 yıl sonra tekrar kanama olasılığının yuksekliğinden de bahsedip dikkat etmem gerktiğini söyleyerek evime yollamıştı beni.
değil çocuk doğurmak, tuvalette ıkınmak bile risk iken hayatımda ben neyime güvenip evlendim bilmiyorum. benim hatamdı. sadece benim hatamdı.
yaşadığım evlilik gerçek bir evlilik bile değildi. 14 ay boyunca 1günde 3saatten fazla zamanımız beraber geçmedi uyanıkken. ama yinede bitişi çok canımı yaktı. onca soruna rağmen çok acıtıyor çok yara bırakıyor.
ama sayesinde kalbimi kontrol edebiliyorum şimdi. gözüm aşk perdesiyle kapanmıyor, önce tanımak arkadaş olabilmek istiyorum.. ve bir de şu var, bu yaşadığımız enn ağır hastalık, dert.. o kadar zorluk çeken kendime biçtiğim değer de arttı. artık görmezden geldiğim kusurları yok karşımdakinin. huyu suyu tüm özellikleri hayattaki başarıları vs her şeyine bakıyorum. en son konu benim engelimin bize ne kadar engel olacağı oluyor.
2009da tekrar kanama yapan damarlar ameliyatla alındı, şimdi iş fizik tedavide. 2 kez kanama tabii ki hasar kalması demek. ne kadar kalır bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da ben şu an sadece kendime yeterliyim biz olduğumuzda yetemem. bana yeten ben, bize de yeterse o zaman ilişki düşünebilirim. o zaman bizi oluşturacak kişi zaten karşıma çıkar.. ki vallahi billahi böyle bir arayışım da yok parantez içinde
hedeflerim hayallerim çok başka...
murat bey yazdıklarınıza katılıyorum aynı paraleldeyiz aslında. ama anlaşılamadım herhalde. çok da takılmıyorum konuşur gibi yazdığımdan bazen (çoğunlukla) anlaşılamamam normal oluyor valla alıştım
yarın kozaklı fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesine gidiyorum. yatış verirse dr bir süre aranızda olamayacağım. beni özleyin
valla keşke daha erken girseydim siteye diyorum..
ha unutmadan... beni özleyin